Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5556 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 663 - Esas Yıl 2011





MAHKEMESİ: İzmir 7. İş MahkemesiTARİHİ: 30/12/2009NUMARASI: 2008/399-2009/702Davacı vekili, mahkemeye vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; 24.04.2007 tarihinde davalı şirkette çalışmaya başlayan müvekkilinin iş akdinin 31.07.2008 tarihli fesih bildirimi ile feshedildiğini, fesih gerekçelerinin haklı ve geçerli nedenlere dayanmadığını iddia ederek feshin geçersizliğiyle işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili mahkemeye vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin tekstil boya hammaddesi imal ettiğini, tekstil sektöründe yaşanan mali krizin müvekkili olan şirketin iş yaptığı firmaları da olumsuz etkilediğini, bu nedenle davalı şirketin de işlerinde azalma meydana geldiğini, 2007 yılı Eylül ayında kâr eden müvekkili şirketin Aralık ayından itibaren kâr oranının düşmeye başlayarak 2008 yılının ilk aylarından itibaren zarar etmeye başladığını, davacının işe başladığı tarihte 3 vardiya halinde çalışılmakta iken 2008 yılında iki vardiyaya düşüldüğünü, yakın gelecekte de tek vardiya çalışılmasının planlandığını, müvekkili şirketin almış olduğu işletmesel kararlar sonucunda tedbir olarak 1 kişi üretim, 1 kişi sevkiyat, 1 kişi de (davacı) laboratuar bölümünden olmak üzere 3 işçinin iş sözleşmesinin feshedildiğini, bu nedenle davacının iş akdinin feshinin geçerli nedenlere dayandığını savunmuş; bilirkişinin yeterli belge incelemeden rapor verdiğini ve fesih tarihinde toplam işçi sayısının 26 olduğunu, bu nedenle 3 kişilik bilirkişi heyetinden yeni bir rapor alınması gerektiğini iddia ederek davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece; işin yürütümüne ilişkin işletmesel kararların işverene ait olduğu ve söz konusu kararların keyfilik dışında yerindelik deneti­mine tabi olmadığı, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 20/2. maddesi uyarınca feshin geçerli nedenlere dayandığının ispat yükünün davalı işverene ait olduğu, dava konusu olayda; fesihte işletme içi ve işletme dışı sebeplere dayanan davalı şirketin fesih öncesi alınacak önlemlerle ilgili tasarruf tedbirlerine ve bu tedbirlerin uygulanması sonucu ulaşılan kadro fazlalılığı işçilerin tespitinde ve çıkarılmasında, başvurulacak objektif kriterlere ilişkin kararının bulunmadığı, kadro fazlalığından söz edilirken davacının iş akdinin feshinden sonra 2008 yılı Ağustos ayında 3 işçinin işe alındığı, kadro fazlası işçilerin tespitinde hangi kriterlerin uygulandığının tespit edilemediği, feshe ulaşmadan önce başvurulan tedbirlerin ne olduğunun ortaya konulmadığı, 2008 yılı Temmuz ayında fazla çalışma yaptırıldığı (6 saat), davalı şirketin 2006 yılında 236.374.19 TL kâr elde ettiği, 2007 yılında yalnızca 1.450.53 TL tutarında zarar kaydı görüldüğü, 2008 yılına ait bilançonun ibraz olunmadığı, 2008 yılı bilanço düzenleme tarihi gelmeden davacının yıl içinde işten çıkarıldığı, meydana geldiği ileri sürülen zararın kalıcı olup olmadığının tespit edilemediği, bu nedenle fesih öncesi alınmış bir işletmesel karar bulunmadığı gerekçesiyle feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine karar verilmiştir.Karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiştir. Davalı işveren, iş sözleşmesinin feshi tarihinde işyerinde çalışan işçi sayısının 30'dan az olduğunu, dolayısıyla iş güvencesi hükümlerinin uygulanamayacağını ileri sürmüştür. Fesih tarihinde işyerinde çalışan işçi sayısının kesin bir şekilde tespit edilmeden sonuca gidilmesi doğru görülmemiştir. Öte yandan davalı vekili tarafından bilirkişi raporuna ayrıntılı şekilde itirazda bulunulduğu halde itirazlar karşılanmadan ve konunun teknik bilgiyi gerektirtiği dikkate alınıp davacının çalıştığı iş yerinde yaptığı işin de özelliği dikkate alınıp bir işletme uzmanı, bir mali müşavir ve bir tekstil mühendisinden oluşturulacak üç kişilik bilirkişi heyetinden rapor alınmadan karar verilmesi de isabetli görülmemiştir.Açıklanan tüm bu esaslar gözetilerek özellikle işçi sayısı tespit edilmeli, dava ön koşullarının somut olayda mevcut olup olmadığı araştırılmalı, mevcut olduğunun belirlenmesi halinde yukarıda belirtildiği gibi üç kişilik bilirkişi kurulundan rapor alınmalı ve bundan sonra deliller değerlendirilerek hüküm kurulmalıdır.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle usul ve yasaya aykırı bulunan temyiz konusu kararın BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, 18.11.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.