MAHKEMESİ :İş Mahkemesi DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, asgari geçim indirimi, ücret ve yıllık izin ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.Hüküm süresi içinde davalı ... avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı, kıdem ve ihbar tazminatı ile asgari geçim indirimi, ücret alacağı ve yıllık izin ücreti alacaklarının davalıdan tahsilini istemiştir.Davalılar davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Karar davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.2-İşyeri devrinin iş ilişkisine etkileri ile işçilik alacaklarından sorumluluk bakımından taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur.İşyeri devri halinde kıdem tazminatı bakımından devreden işveren kendi dönemi ve devir tarihindeki son ücreti ile sınırlı olmak üzere sorumludur. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 120. maddesi uyarınca yürürlüğü devam eden mülga 1475 sayılı İş Kanunu'nun 14/2. maddesinde devreden işverenin sorumluluğu bakımından bir süre öngörülmediğinden, 4857 sayılı Kanun'un 6. maddesinde sözü edilen devreden işveren için iki yıllık süre sınırlaması, kıdem tazminatı bakımından söz konusu olmaz. O halde kıdem tazminatı işyeri devri öncesi ve sonrasında geçen sürenin tamamı için hesaplanmalı, ancak devreden işveren veya işverenler bakımından kendi dönemleri ve devir tarihindeki ücret ile sınırlı sorumluluk belirlenmelidir.Somut olayda; davalı son alt işveren şirketin devralan işveren olarak tüm kıdem tazminatı alacağından asıl işverenle birlikte sorumlu olmasına rahmen mahkemece devralan davalı son alt işveren yönünden kısmen sorumluluğuna karar verilmesi hatalıdır. 3-İşverenin dava tarihinden önce temerrüde düşürülmesi durumunda istekle bağlı olarak temerrüt tarihinden itibaren faiz yürütülmelidir. Bunun dışında dava ve ıslah/ek dava tarihlerinden itibaren talep edilen miktarlarla sınırlı olarak faize karar verilmelidir. Somut olayda davalılar hakkında ayrı ayrı açılan davalar birleştirilerek karar verilmesine rağmen dava açılış tarihleri farklı olması gözönüne alınmadan faiz başlangıç tarihi olarak dava tarihi belirtilmesi hatalıdır. Davalılar yönünden ayrı ayrı ihbar, ücret, yıllık izin ücreti alacağı yönünden dava açılış tarihleri ve ıslah tarihi belirtilerek faize hükmedilmelidir.4-İşçi ücretlerinin ödenmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. 4857 sayılı Kanun'un 37. maddesine göre, işçiye ücretinin elden ya da banka kanalıyla ödenmesi durumunda, ücret hesabını gösteren imzalı ve işyerinin özel işaretini taşıyan “ücret hesap pusulası” verilmesi zorunludur. Uygulamada çoğunlukla “ücret bordrosu” adı altında belgeler düzenlenmekte ve periyodik ödemelerde işçinin imzası alınmaktadır. Banka aracılığı ile yapılan ödemelerde banka kayıtları da ödemeyi gösteren belge niteliğindedir.Ücretin ödendiğinin ispatı işverene aittir. Bu konuda işçinin imzasını taşıyan bir ödeme belgesi yeterli ise de, para borcu olan ücretin ödendiğinin tanıkla ispatı mümkün değildir.Somut olayda ücret alacağı yönünden davalı alt işveren şirket tarafından raporlu olunan günler, ihale tarihleri belirtilerek bir kısım belgeler sunulmuştur. Bu belgeler değerlendirilerek gerekiyorsa ek rapor alınmalı ve ücret alacağı olup olmadığı değerlendirilmelidir. Eksik inceleme ile karar verilmiş olması hatalı olup bozma sebebidir.5-Somut olayda yargılama giderleri yönünden davalı ... harçtan muaf olduğu dikkate alınmaksızın mahkemece yatırılan peşin harç yönünden davalı ... aleyhine harca hükmedilmesi hatalı olup bozma sebebidir.6-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 26. maddesi “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.” hükmü uyarınca taleple bağlılık kuralına aykırı olarak talepten fazlasına karar verilmesi usule aykırıdır.Somut olayda davacı tarafça davalı taraflara ayrı ayrı dava açılmış ve daha sonra açılan davalar birleştirilmiştir. İlk talepler her iki dava yönünden ayrı ayrı 100'er TL iken mahkemece ilk talepler toplanarak 200,00 TL olarak kabul edilmesi ve ıslah dikkate alınmadan kabul edilen her talep yönünden 100,00'er TL talep aşılarak karar verilmesi hatalı olup bozma sebebidir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, 18.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.