MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi AVUKAT ... AVUKAT ...DAVA : Davacı, fark kıdem tazminatı, fazla mesai, ulusal bayram ve genel tatil, hafta tatili ile yıllık izin ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.Mahkemece 10.10.2012 tarihinde karar verildiği, gerekçeli kararın 04.12.2012 tarihinde davalıya tebliğ edildiği, davalı tarafından kararın 24.10.2012 tarihinde temyiz edildiği ve mahkeme tarafından 13.11.2012 tarihli.....karar sayılı kararla süresi geçtiğinden bahisle temyiz talebinin reddine karar verildiği görülmektedir.Temyiz süresinin tefhimden itibaren başlayabilmesi için tefhim edilen hüküm 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297. maddesine uygun olması zorunludur. Somut olayda kısa karar bu kapsamda değerlendirilemeyeceğinden temyiz süresi de gerekçeli kararın tebliğinden itibaren işlemeye başlayacaktır. Şu halde davalının temyizi süresinde olup aksi yöndeki temyiz talebinin reddine dair ek kararın ortadan kaldırılmasına karar verilerek Tetkik Hakimi ... tarafından hazırlanan rapor okundu, dosya incelendi. Gereği konuşulup düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı İsteminin Özeti:Davacı vekili, müvekkilinin davalı belediyede su deposunda bekçi olarak uzun yıllar çalıştığını iş sözleşmesinin emeklilik sebebiyle sona erdirdiğini iddia ederek bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı Cevabının Özeti:Davalı vekili davacının iddialarının yerinde olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece, bozmaya uyulup toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının iş sözleşmesini haklı sebeple feshettiği diğer taleplerine ilişkin alacaklarının da olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Temyiz:Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.Gerekçe:1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir../..-2-2-Davacının fazla çalışma ve hafta tatili ücreti taleplerinin yerinde olup olmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.Fazla çalışma ve hafta tatili çalışması yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça imzalı bordroda görünen fazla çalışma ya da hafta tatili çalışma alacağının ödendiği kabul edilmelidir.Fazla çalışmanın ve hafta tatili çalışmasının ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle iş yerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın ve hafta tatili çalışmasının yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ve hafta tatili ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma ve hafta tatili çalışması yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma veya hafta tatili çalışması alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazı kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazı kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışma ve hafta tatili çalışmasını gerekir.İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma veya hafta tatili ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazı kayıt ileri sürülmemesi, ödenenin üzerinde fazla çalışma ya da hafta tatili çalışması yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.Somut olayda öncelikle davacı su deposu bekçiliği yapmaktadır. Davacının evi de deponun bulunduğu yerdedir. Davacıya talimat verebilecek işveren ya da işveren vekili ise davacının işi ifa ettiği yerde bulunmamaktadır. Ev ve iş hayatı içiçe geçmiş durumdadır. Davacının yaptığı işin niteliği ve ifa ediliş tarzı dikkate alındığında davacının fazla çalışma yapmadığı anlaşılmaktadır. Bu talebin reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.Aynı şekilde davacı tanığı ... davacının haftada bir gün izin kullandığını belirtirken davalı tanığı...da Salı günleri davacının izinli olduğunu beyan etmiştir. Davalı tarafından hafta tatilinde çalışıldığı yönetimce ispatlanamadığmdan bu talebin de reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi yerinde olmamıştır.Sonuç:Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 18.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.