MAHKEMESİ: Ankara 15. İş MahkemesiTARİHİ: 19/01/2012NUMARASI: 2010/780-2012/11Davacı, özelleştirme sebebiyle iş sözleşmesinin feshedildiğini ileri sürerek Türkiye İş Kurumu hakkında açtığı bu davada fark iş kaybı tazminatı isteğinde bulunmuştur.Mahkemece istek kabul edilmiş, karar davalı vekilince temyiz edilmiştir.İş kaybı tazminatının kanuni dayanağı 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun'un 21. maddesi hükmüdür. Bahsi geçen hükümde, “Bu Kanuna göre özelleştirme kapsamına alınan kuruluşların (iştirakler hariç) özelleştirmeye hazırlanması, özelleştirilmesi, küçültülmesi veya faaliyetlerinin kısmen ya da tamamen durdurulması, süreli ya da süresiz kapatılması veya tasfiye edilmesi sebebiyle; bu kuruluşlarda iş sözleşmesine dayalı olarak ücret karşılığı çalışanlardan iş sözleşmeleri tâbi oldukları iş kanunları ve toplu iş sözleşmeleri gereğince tazminata hak kazanacak şekilde sona ermiş olanlara, kanunlardan ve yürürlükteki toplu iş sözleşmelerinden doğan tazminatları dışında ilave olarak iş kaybı tazminatı ödenir” şeklinde kurala yer verilmiştir. Aynı maddenin 3. fıkrasında iş kaybı tazminatına haz kazanma koşulları gösterilmiş ve “ İş kaybı tazminatı, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunun 77 ve 78 inci maddesindeki usul ve esaslar çerçevesinde belirlenecek günlük net kazanç tutarıdır” demek suretiyle hesap yöntemi açıklanmıştır. 4046 sayılı Kanun'da değişikliğin yapıldığı 5398 sayılı Kanun ile sözü edilen metin maddeden çıkarılmış ve yerine, iş kaybı tazminatının asgari ücretin iki katı tutarında belirleneceği hükme bağlanmıştır. O halde 5398 sayılı Kanun ile 03.07.2005 tarihinde yapılan değişiklik öncesinde iş sözleşmesi 4046 sayılı Kanun'un 21. maddesi uyarınca feshedilen işçiler yönünden iş kaybı tazminatı 506 sayılı Kanun'un 77 ve 78. maddelerine göre belirlenmeli, 03.07.2005 tarihi sonrasında yapılan feshiler bakımından ise, iş kaybı tazminatı hesabında asgari ücretin iki katı tutarı esas alınmalıdır. 506 sayılı Kanun'un 77. maddesi işverenlerin ödeyecekleri sigorta primini belirlenmesine dair olup, işçinin o ay için hak ettiği ücreti, pirim ikramiye gibi her çeşit istihkakların ve idare ya da yargı makamları tarafından verilen karar gereğince aynı türdeki ödemlerin pirime esas alınacağı belirlenmiştir. Buna göre ücretin yanı sıra akti ikramiye, pirim, ilave tediye gibi ödemlerin bu hesaplamada dikkate alınması gerektiği açıktır. O halde 03.07.2005 tarihine kadar yapılacak olan fesihler yönünden iş kaybı tazminatının hesabında ücret, ikramiye, ilave tediye ve pirim gibi ödemeler dikkate alınmalıdır. 506 sayılı Kanun'un 77. maddesinin 2. fıkrasından yola çıkılarak, yolluk, çocuk ve aile yardımı, ölüm doğum evlendirme yardımları, ayni ve sosyal yardımların bu hesaplamada gözetilemeyeceği belirtilmelidir. Yine 506 sayılı Kanun'un 78. maddesinde öngörülen kanuni sınırlamaların dikkate alınması gerekir. Somut olayda taraflar arasındaki uyuşmazlık iş kaybının hesaplanması noktasında toplanmaktadır.Davalı Türkiye İş Kurumu davacının iş kaybı tazminatını günlük net 22,50 TL ücretten hesaplamış ve ödemiş, hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise işten ayrılma bildirgesinde belirtilen onyedi günlük ücretin günlüğü olan 26,63 TL'den hesaplama yapmış, ayrıca işten ayrılma bildirgesinde davacının 3. derece özürlü bildirildiği görüldüğü için iki katı tutarında hesaplama yapmıştır. Dosya içeriğinden bu farkın nereden kaynaklandığı ve davalının neden iki katı tutarında ödeme yapmadığı anlaşılamamaktadır. Mahkemece bu hususlar üzerinde durularak davacının özürlü olup olmadığı araştırılmalı, ayrıca davacının ücret bordroları ile işten ayrılma bildirgesi arasında ücret farkı olup olmadığı araştırılmalı, gerekirse bilirkişiden ek rapor alınarak sonuca gidilmelidir. Eksik araştırma ile hüküm kurulması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, 26.03.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.