MAHKEMESİ :İş Mahkemesi AVUKAT ...DAVA : Davacı, ilave tediye alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili, müvekkili işçinin davalıya ait işyerinde kayden taşeron şirket işçisi olarak çalıştığını, asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaaya dayalı olduğundan davalı belediyenin işçisi sayılması gerektiğini ileri sürerek, ilave tediye alacağının hüküm altına alınmasını talep etmiştir. Davalı vekili, davacının çalışmasına dayanak hizmet alım sözleşmelerinin kanuna uygun olarak kurulduğunu ve muvazaaya dayanmadığını ileri sürerek, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaaya dayalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararı davalı vekili temyiz etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, asıl işveren-alt işveren arasındaki ilişkinin kanuna uygun kurulup kurulmadığı veya muvazaaya dayanıp dayanmadığı noktasında toplanmaktadır. Somut uyuşmazlıkta, davacı, davalı belediyeye ait işyerinde, alt işveren bünyesinde, temizlik işçisi olarak çalışmıştır. Davacının çalışmasına dayanak hizmet alım sözleşmelerinin konusunun, çöplerin toplanması, nakli, belirlenen mahallerin süpürülmesi ile temizlenmesi ve benzer işlere ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. 24.12.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5272 sayılı Belediye Kanunu ve 13.07.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 14. ve 15. maddeleri uyarınca, söz konusu işlerin hizmet alım yoluyla üçüncü kişilere gördürülmesi mümkündür. Sözü edilen düzenlemeler ile asıl işin tamamı ya da bir kısmı 4857 sayılı Kanun'un 2. maddesinde öngörülen sınırlamalara tabi olmaksızın alt işverene verilebilir. Bu durumda sadece 4857 sayılı Kanun'un 2. maddesinin 7. fıkrası ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 19. maddesi (mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu'nundaki karşılığı madde 18) çerçevesinde muvazaa denetimi yapılabilir. Dosya içeriğindeki bilgi ve belgeler nazara alınarak yapılan değerlendirme neticesinde, asıl işveren-alt işveren ilişkisinin kanuna uygun olarak kurulduğu ve muvazaaya dayanmadığı anlaşılmaktadır. Anılan sebeple, davanın reddi gerekirken, kabulüne karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir. ./..SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 17.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.