Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 5107 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 33412 - Esas Yıl 2014
Y A R G I T A Y İ L A M IMAHKEMESİ : Asliye Hukuk MahkemesiDAVA : Davacı, kıdem tazminatı, fazla mesai, ulusal bayram ve genel tatil, yıllık izin ile ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili, davacının iş yerinde kesintisiz çalışmış olduğunu, davalı iş yerinde en son 650,00 TL net ücretle çalışma olduğunu, iş sözleşmesinin davacı tarafından aylık ücretlerin, fazla mesai ücretlerinin, genel tatil ücretlerinin gereği gibi ödenmemesi sebebiyle 11.04.2011 tarihinde haklı sebeple fesih edilmiş olduğunu, haklı feshe rağmen davacıya kıdem tazminatı ödenmediğini, davacıya hak ettiği yıllık izinlerini kullandırılmadığını, tüm milli bayramlarda çalışmasına rağmen karşılığı ücretler ödenmediğini, davacının çalıştığı süre içinde 08:30-18:30 saatleri arası çalıştığını belirterek kıdem tazminatı ile birlikte bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Karar süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.2-İşçilik alacaklarının zaman aşımına uğrayıp uğramadığı konusu taraflar arasındaki uyuşmazlık noktasıdır. Zamanaşımı, alacak hakkının belli bir süre kullanılmaması yüzünden dava edilebilme niteliğinden yoksun kalmasını ifade eder. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere zaman aşımı, alacak hakkını sona erdirmeyip sadece onu "eksik bir borç" haline dönüştürür ve "alacağın dava edilebilme özelliği"ni ortadan kaldırır.Bu itibarla zaman aşımı savunması ileri sürüldüğünde, eğer savunma gerçekleşirse hakkın dava edilebilme niteliği ortadan kalkacağından, artık mahkemenin işin esasına girip onu incelemesi mümkün değildir.Uygulamada, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması, dava açma tekniği bakımından, tümü ihlal ya da inkâr olunan hakkın ancak bir bölümünün dava edilmesi, diğer bölümüne ait dava ve talep hakkının bazı sebeplerle geleceğe bırakılması anlamına gelir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca benimsenmiş ilkeye göre, kısmi davada fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmuş olması, saklı tutulan kesim için zaman aşımını kesmez, zaman aşımı, alacağın yalnız kısmi dava konusu yapılan miktar için kesilir.Somut olayda, davalı vekili, davacının ıslah dilekçesine karşı zaman aşımı def'inde bulunmuştur. Islah tarihine göre zaman aşımına uğrayan dava konusu alacakların belirlenmesi yönünden bilirkişi ek raporunda zamanaşımı değerlendirilmiş ancak davacı tarafından dava dilekçesindeki talep dikkate alınmadan bilirkişi tarafından fazla mesai alacağı belirlenmiştir. Dava dilekçesindeki fazla mesai alacağı talebinin zamanaşımı uğramadığı dikkate alınarak alacak belirlenip karar verilmesi gerekirken mahkemece yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozma sebebi olarak kabul edilmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 24.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.