Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4947 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 34157 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :İş MahkemesiDAVA : Davacı, fazla mesai, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı İsteminin Özeti:Davacı, davalı işveren işyerinde haftanın beş günü 08:00-18:00 saatleri arasında mesai olmasına rağmen 19:00'a kadar ve cumartesi günleri 08:00-16:00 saatleri arasında mesai olmasına rağmen 17:00'ye kadar çalıştığını, iki ayda bir pazar günü 08:00-16:00 saatleri arasında ve dini bayramlar ile yılbaşı dışındaki genel tatillerin tümünde de çalışmasını sürdürdüğünü, bu çalışmalarının karşılığı bir kısım işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek, fazla çalışma, hafta tatili ve genel tatil alacaklarını istemiştir.Davalı Cevabının Özeti:Davalı, dava konusu taleplerin zamanaşımına uğradığını, fesih sırasında tüm işçilik alacaklarının ödendiğini ve davacının davalıyı ibra ettiğini, dini bayramlarda ve yılbaşında hiç çalışma yapılmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Temyiz:Kararı davalı vekili temyiz etmiştir. Gerekçe:1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2-1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 74 ve 75 ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 25 ve 26. maddeleri uyarınca hakim, dava veya cevap dilekçesinde bildirilen vakıalarla bağlı olup, tarafların bildirmediği vakıaları kendiliğinden inceleyemez ve onları hatırlatabilecek davranışlarda dahi bulunamaz. Tarafların talep sonuçları ile bağlıdır, ondan fazlasına veya başka şeye karar veremez. Somut olayda, davacının fazla çalışma, hafta tatili ve genel tatil alacağı talepleri işyeri kaydı ve tanık anlatımlarına göre hesaplanıp hüküm altına alınmıştır. Öncelikle, işyerinde giriş çıkış kaydı olan dönemler yönünden kayda göre hesaplama yapılmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak tanık anlatımlarına göre hesaplanan dönemler bakımından davacı talebinin aşıldığı anlaşılmaktadır. Zira davacı dava dilekçesinde haftanın beş günü 08:00-18:00 saatleri arasında mesai olsa da 19:00'a kadar ve cumartesi günleri 08:00-16:00 saatleri arasında mesai olsa da 17:00'ye kadar çalıştığını beyan etmesine rağmen, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, işyerinde haftanın beş günü 08:00-18:00 arası ve bir günü 08:00-16:00 arası çalışılıp haftada yedi saat mesai yapıldığı, ayda bir gün de 21:00'e kadar çalışıldığı ve o hafta üç saat daha olmak üzere haftada on saat fazla mesai yapıldığı kabul edilmiştir. Yine davacı dava dilekçesinde iki ayda bir hafta tatilinde çalıştığını beyan etmesine rağmen, davacının ayda bir hafta tatilinde çalıştığı kabul edilerek hesaplama yapılmıştır. Genel tatil alacağı bakımından da davacı dava dilekçesinde dini bayramlar ve yılbaşında çalışmadığını beyan etmesine rağmen, dini bayramların ilk iki günü ve yılbaşı dışındaki genel tatiller için hesaplama yapıldığı anlaşılmaktadır. Hükme esas alınan bilirkişi raporundaki hesaplamalar taleple bağlılık kuralına açıkça aykırı olup, davacının dava dilekçesinde belirttiği çalışma düzeni esas alınarak dava konusu alacaklar yeniden hesaplanmalıdır. Taleple bağlılık kralına aykırı şekilde yapılan hesaplamaya itibarla sonuca gidilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. 3-Ücret bordrolarında “FM %100” açıklaması ile yapılan ödemelerin fazla çalışmaya ilişkin olduğu davalı işverence açıkça belirtildiğine göre; bu ödemelerin fazla çalışma yerine hafta tatili alacağına istinaden yapıldığının kabulü de isabetli olmamıştır. Ücret bordrolarında “FM %100” açıklaması ile yapılan ödemelerin fazla çalışma alacağına istinaden yapıldığı kabul edilerek sonuca gidilmelidir.4-Kabule göre de, kabul edilen tutar üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince yapılan hesaplamaya göre davacı lehine 1.595,63 TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken 2.027,14 TL vekalet ücretine hükmedilmesi ve yargılama giderinin kabul ve ret oranına göre belirlenmesinde takdiri indirim sebebi ile reddedilen kısımların da dikkate alınması gerektiği, vekalet ücreti hesabındaki uygulamanın yargıma gideri yönünden söz konusu olmadığı ve kabul oranının %80,5 olduğu göz önünde bulundurulmadan karar verilmesi de hatalı olup ayrıca bozmayı gerektirmiştir. Sonuç:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 23.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.