MAHKEMESİ: Mersin 1. İş MahkemesiTARİHİ: 29/11/2010NUMARASI: 2009/969-2010/641Davacı vekili, iş sözleşmesinin geçerli nedene dayanmaksızın işverence feshedildiğini belirterek müvekkilinin işe iadesine ve yasal haklarına karar verilmesini istemiştir.Davalı vekili, piyasa koşulları nedeniyle yeniden yapılanma sürecine gidildiğini, bunun devam ettiğini, feshin geçerli nedene dayandığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece, davalı şirketin işletmesel karar alabileceği, işletmesel kararın feshin son çare olması ilkesi, tutarlılık, objektiflik gibi ögeler nazara alınarak uygulanması gerektiği, işletmenin ekonomik durumunun bilirkişiler tarafından incelenip şirketin karda olduğunun tespit edildiği, feshin toplu iş sözleşmesinde belirlenen çıkış prosedürüne uymadığı ve geçerli nedene dayanmadığı gerekçesiyle, işe iadeye karar verilmiştir. Hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.Dosya içeriğine göre, işverenin ....... fabrikasında çalışmakta olan işçinin iş sözleşmesi, yeniden yapılanma ve üretim programı çerçevesinde kuru üzüm işlemine dayalı üretime son verildiğinden, istihdam fazlası personelin iş akitlerinin feshedilmesi zorunluluğu nedeniyle feshedilmiştir. İşveren tarafından buna ilişkin işletmesel karar sunulmuştur. Fabrikanın 2007 yılından beri % 50 kapasite ile çalıştığı, son 6 aydır da üretim yapılmadığı, 2009 eylül itibariyle kuru üzümden suma üretimine son verildiği, 2010 yılındaki yaş üzümden suma üretimi faaliyetleri ise salt temmuz-kasım arasında yapılmak üzere sınırlandırıldığı, bu durumun 2007’den bu yana süregelen istihdam fazlasına eklenince işçi sayısında tasarrufa gidilmesinin zorunlu bir hal aldığı savunulmaktadır.Yargılama sırasında elde edilen belgelere ve bilirkişi incelemesine göre, işyerinde kasım 2009’da 38 kişi çalışmaktayken 21 kişinin sözleşmesi feshedilmiş, 17 kişi kalmıştır. Fesih sonrası işe alınan iki kişi ise mühendis seviyesinde olup, davacının pozisyonunda istihdam edilen kişiler değildir. Fabrikadan 7 işçinin, işverenin Karaman, Kilis, Alaşehir fabrikalarına nakledildiği anlaşılmaktadır. İşyeri kayıtları incelendiğinde, işverenin Türkiye’nin değişik illerinde birçok fabrikası bulunduğu, sözü edilen işletmesel kararın alındığı tarihten itibaren bu fabrikaların bir kısmında işçi sayısında artış gerçekleştiği görülmektedir. Mahkemece, işletmesel karar tarihinden sonra, davacının çalıştırılabileceği işler için işverenin diğer işyerlerine (diğer fabrikalardan nakledilenler haricinde) yeni işçi alımı yapılıp yapılmadığı, bu pozisyonlarda davacının değerlendirilme imkanının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Eğer davacının çalıştırılabileceği bölümler için yeni işçi alımı yapılmış ise, feshin son çare olması ve işletmesel kararın tutarlılıkla uygulanması ilkelerine aykırı davranıldığından işe iade kararı verilmelidir. Aksi durumun tespiti halinde davanın reddi gerekir. Yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 17/11/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.