Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4695 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 34027 - Esas Yıl 2014





Y A R G I T A Y İ L A M IMAHKEMESİ : İş MahkemesiDAVA : Davacı, hafta tatili, fazla mesai ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.Hüküm süresi içinde taraflar avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı İsteminin Özeti:Davacı vekili, Libya'daki iç karışıklık sebebiyle müvekkilinin iş sözleşmesinin feshedildiğini belirterek bir kısım işçilik alacaklarının hükme bağlanmasını istemiştir.Davalı Cevabının Özeti:Davalı vekili, yetki itirazında bulunmakla birlikte davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Temyiz:Kararı taraflar vekilleri temyiz etmiştir.Gerekçe:Dosya içeriğine göre, yetkili mahkeme konusunda uyuşmazlık sözkonusudur.Hükmü temyiz eden davalı taraf şirket merkezinin .... olduğunu; davanın yetkili mahkemede açılmadığını belirterek yetkisizlik itirazında bulunmuştur.5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 5. maddesinde iş uyuşmazlıklarında yer itibari ile yetkili iş mahkemelerini belirlemiştir. Buna göre, “İş mahkemelerinde açılacak her dava, açıldığı tarihte dava olunanın Türk Medeni Kanunu gereğince ikametgâhı sayılan yer mahkemesinde bakılabileceği gibi, işçinin işini yaptığı işyeri için yetkili mahkemede de bakılabilir. Bunlara aykırı sözleşme muteber sayılmaz.”İş mahkemelerinde yetki kuralı, usul kanunu yetki kurallarına uygun olup buna ek olarak işin yapıldığı yer, yani iş yeri mahkemelerini de yetkili kılmaktadır.İş mahkemesine açılan dava, dava tarihinde davalının ikametgâhının bulunduğu veya işçinin işini yaptığı yerdeki iş mahkemesi veya iş davalarına bakmakla görevli asliye hukuk mahkemesinde açılmalıdır.4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 19. maddesi uyarınca, gerçek kişi yönünden yerleşim yeri, sürekli kalma niyetiyle oturulan yerdir. Gerçek kişi işverenin başka bir yerde yerleşmek niyetiyle oturduğu ispatlanmadığı takdirde, kural olarak nüfusta kayıtlı olduğu yerin ikametgâh olarak kabulü gerekir. Aynı Kanun'un 51. maddesi gereğince, tüzel kişinin yerleşim yeri, kuruluş belgesinde başka bir hüküm bulunmadıkça, işlerinin yönetildiği yerdir.Yetkili mahkemenin belirlenmesinde önemli olan işin yapıldığı işyeri tanımına, 5521 sayılı Kanunda yer verilmemiştir. İşyeri, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 2. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre, işveren tarafından mal veya hizmet üretmek amacıyla maddi olan ve olmayan unsurlar ile işçinin birlikte örgütlendiği birime işyeri denir. İşverenin işyerinde ürettiği mal veya hizmet ile nitelik yönünden bağlılığı bulunan ve aynı yönetim altında örgütlenen yerler (işyerine bağlı yerler) ile dinlenme, çocuk emzirme, yemek, uyku, yıkanma, muayene ve bakım, beden ve mesleki eğitim ve avlu gibi diğer eklentiler ve araçlar da işyerinden sayılır. İşyeri, işyerine bağlı yerler, eklentiler ve araçlar ile oluşturulan iş organizasyonu kapsamında bir bütündür. Bir yer, ancak işin niteliği ve yürütümü bakımından işyerine bağlı bulunmaktaysa, o işyerinden sayılacaktır.İş veya toplu iş sözleşmesinin tarafları, davalının yerleşim yeri ve işin yapıldığı yer dışındaki bir mahkemenin yetkili olduğuna dair düzenleme yapmaları, 5521 sayılı Kanun'un 5. maddesinin emredici nitelikteki son cümlesi gereğince geçersizdir.İş mahkemesinin yetkisi kamu düzeni ile ilgili olduğundan, davalı tarafça süresinde yetki itirazı yapılmamış olsa bile, mahkeme tarafından bu husus kendiliğinden göz önünde bulundurmalıdır. Bir başka anlatımla hâkim, davanın her aşamasında yetki itirazını dikkate alabileceği gibi, kendisi de re'sen yetkisizlik kararı verebilir.Somut uyuşmazlıkta, gerek ticaret sicil kaydı, gerek dosya kapsamındaki tüm belgelerden davalı şirket adresinin İstanbul ili olduğunun anlaşılması karşısında, mahkemece yetkisizlik kararı verilmesi gerekirken davalı tarafın bu yöndeki itirazı dikkate alınmadan karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.Sonuç:Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan sebeplerle BOZULMASINA, sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 22.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.