MAHKEMESİ: Ankara 9. İş MahkemesiTARİHİ: 31/05/2011NUMARASI: 2009/590-2011/656Davacı işçi, davacının davalı işverenliğin Tarsus Orman İşletme Müdürlüğünde kadrolu depo tasnif işçisi olarak görev yaptığını, 20.05.2009 tarihinde haklı ve geçerli bir sebebe dayanmadan Bozyazı Orman İşletme Müdürlüğüne yangın işçisi olarak tayin edildiğini, atamanın 4857 sayılı İş Kanunu'nun 5 ve 22. ile toplu iş sözleşmesinin “nakiller” başlıklı 36. maddesine aykırı olduğunu, atamanın unvanda değişiklik niteliğinde olduğunu belirterek atama işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir.Davalı vekili ise cevap dilekçesinde, iddiaların yerinde olmadığını, atamanın usulüne uygun yapıldığını belirterek, haksız ve yersiz açılan davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.Mahkemece, davacının yargılama sırasında Tarsus Orman İşletme Müdürlüğüne atamasının yapıldığı, davanın konusuz kaldığı gerekçesi ile karar verilmesine yer olmadığına, dava açılmasına neden olan davalının yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumluluğuna karar verilmiştir.Gerek Borçlar Hukuku’nun hizmet akdini düzenleyen hükümlerinde ve gerekse 4857 sayılı Kanunu’nda, işverenin yönetim hakkı kapsamında işçinin işyerini veya işini değiştirmesi durumunda, bu işlemin iptali için öngörülmüş bir dava türü bulunmamaktadır. Bu konuda tek hüküm sendika işyeri temsilcileri ile ilgili 2821 sayılı Sendikalar Kanunu’nun 30/3 maddesidir. Bu hükme göre “İşveren, yazılı rızası olmadıkça işyeri temsilcisinin çalıştığı işyerini değiştiremez veya işinde esaslı bir tarzda değişiklik yapamaz. Aksi halde değişiklik geçersiz sayılır.” 4857 sayılı Kanunu’nda bu konu ile ilgili getirilen düzenleme ise 22. maddede belirtilmiş olup, buna göre “işveren, iş sözleşmesiyle veya iş sözleşmesinin eki niteliğindeki personel yönetmeliği ve benzeri kaynaklar ya da işyeri uygulamasıyla oluşan çalışma koşullarında esaslı bir değişikliği ancak durumu işçiye yazılı olarak bildirmek suretiyle yapabilir. Bu şekle uygun olarak yapılmayan ve işçi tarafından altı işgünü içinde yazılı olarak kabul edilmeyen değişiklikler işçiyi bağlamaz. İşçi değişiklik önerisini bu süre içinde kabul etmezse, işveren değişikliğin geçerli bir nedene dayandığını veya fesih için başka bir geçerli nedenin bulunduğunu yazılı olarak açıklamak ve bildirim süresine uymak suretiyle iş sözleşmesini feshedebilir. İşçi bu durumda 17 ila 21. madde hükümlerine göre dava açabilir.” Bu düzenlemede de işçinin esaslı değişiklik şeklinde olan nakil işlemini kabul etmeme olanağı bulunmakta, bu işlemin iptali için dava yolu bulunmamaktadır. Yargı yoluna başvurma ancak, değişikliğin kabul edilmemesi üzerine işveren tarafından gerçekleştirilecek fesih nedeni ile olanaklıdır. 4857 sayılı Kanun’un 18 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olan iş güvencesi hükümlerinden yararlanmak için öncelikle iş sözleşmesinin işverence feshedilmiş olması gerekir. Başka bir anlatımla, iş güvencesi hükümlerinin amacı işçiyi işverenin feshine karşı korumaktır. Somut olayda, davacı işçinin iş sözleşmesinin feshedilmediği, başka bir yerde bulunan işyerine nakledilmesine ilişkin işlemin iptalini istediği anlaşılmaktadır. İş Hukuku mevzuatımızda atama emrinin iptali ve eski işyerine iadesine yönelik bir düzenleme bulunmadığından, davanın esastan reddine ve yargılama gideri ile vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın konusuz kaldığı gerekçesi ile karar verilmesine yer olmadığına, dava açılmasına neden olan davalının yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumluluğuna hükmedilmesi hatalıdır.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 16.03.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.