MAHKEMESİ : İş MahkemesiDAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, bakiye ücret, yıllık izin ücreti alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi N. Taşdelen tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili, davacının davalı bünyesinde kapıcı olarak çalıştığını kendisine asgari ücret yerine 200,00 TL ücret ödendiğini ve iş sözleşmesinin davalı tarafça haksız olarak feshedildiğini belirterek kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin ücreti ve bakiye işçilik ücretlerinin hüküm altına alınmasını talep etmiştir. Davalı vekili taraflar arasında hizmet sözleşmesi bulunmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur. Mahkemece dosyadaki delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak hizmet sözleşmesinin davalı işverence haksız olarak feshedildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karara verilmiştir. Karar davalı tarafça temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Kısmî süreli iş sözleşmesiyle çalışan işçinin ücreti ve paraya ilişkin bölünebilir menfaatleri tam süreli emsal işçiye göre çalıştığı süre ile orantılı olarak ödenir. Dosya kapsamı nazara alındığında tam olarak davacının yaptığı işlerin kapsamı bu bağlamda davacının tam süreli mi yoksa kısmî süreli mi çalıştığı tespit edilememektedir. Bu nedenle mahkemece davacının çalışma şekli hiç bir tereddüte yer bırakmayacak şekilde belirlenmeli ve davacının ücreti de bu kapsamda tekrar değerlendirmeye tabi tutulmalı iken eksik inceleme ve yazılı gerekçe ile karar verilmesi isabetsizdir. 3-Mahkemece 10.11.2011 tarihli oturumda davalı tarafça bildirilen tanıkların kat maliki bu bağlamda davada taraf sıfatı bulunması sebebiyle dinlenmelerinden sarfınazar edilmesine, akabinde 22.12.2011 tarihli oturumda ise tekrar davalı tarafın tanık bildirilmesine dair isteğinin ise ikinci tanık listesi verilemeyeceği gerekçesiyle reddine karar verilmiştir. Bu tespitlere göre mahkeme tarafından davalı tarafça verilen ilk tanık listesi kabul edilmemekle, verilecek yeni tanık listesi ikinci tanık listesi olarak algılanamaz. Bu yeni liste bizzat ilk tanık listesi yerine ikame edilen tanık listesi olarak değerlendirilmelidir. Bu bağlamda davalı tarafa tanık listesi sunma imkanı tanınmaksızın, savunma hakkı kısıtlanarak karar verilmiş olması hatalıdır. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 21.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.