MAHKEMESİ: İzmir 10. İş MahkemesiTARİHİ: 01/09/2010NUMARASI: 2010/261-2010/507Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesinin feshinin geçerli sebebe dayanmadığını ileri sürerek feshin geçersizliğin tespiti ile işe iadesine karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, davacının iş sözleşmesinin feshinin geçerli sebebe dayandığını belirterek davanın reddine karar verilmesin talep etmiştir.Mahkemece, iş sözleşmesinin geçerli sebeple feshedildiği, davalı işverence ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile davacının işe iadesine karar verilmiştir.Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Taraflar arasında iş sözleşmesinin feshinin geçerli sebebe dayanıp dayanmadığı uyuşmazlık konusu olup, normatif dayanak 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18 ve devamı maddeleridir. 4857 sayılı Kanun’un 18. maddesine göre otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.İşletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan sebepler; sürüm ve satış olanaklarının azalması, talep ve sipariş azalması, enerji sıkıntısı, ülkede yaşanan ekonomik kriz, piyasada genel durgunluk, dış pazar kaybı, ham madde sıkıntısı gibi işin sürdürülmesini olanaksız hale getiren işyeri dışından kaynaklanan sebeplerle yeni çalışma yöntemlerinin uygulanması, işyerinin daraltılması, yeni teknolojinin uygulanması, işyerinin bazı bölümlerinin kapatılması ve bazı iş türlerinin kaldırılması gibi işyeri içi sebeplerdir.İşletmenin, işyerinin ve işin gereklerinden kaynaklanan sebeplerle sözleşmeyi feshetmek isteyen işverenin fesihten önce fazla çalışmaları kaldırmak, işçinin rızası ile çalışma süresini kısaltmak ve bunun için mümkün olduğu ölçüde esnek çalışma şekillerini geliştirmek, işi zamana yaymak, işçileri başka işlerde çalıştırmak, işçiyi yeniden eğiterek sorunu aşmak gibi varsa fesihten kaçınma olanaklarını kullanması, kısaca feshe son çare olarak bakması gerekir.4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin ikinci fıkrasına göre feshin geçerli sebebe dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Dosya içeriğinden, davalı işverenlikte Ray Montaj ve Test Bölümünde son kontrol elemanı olarak çalışan davacının iş sözleşmesinin, ekonomik kriz dolayısıyla alınan tüm önlemlere rağmen ekonomik olumsuzlukların devam ettiği gerekçesiyle, geçerli sebeple feshedildiği anlaşılmaktadır.Somut uyuşmazlıkta, mahkemece, üçlü bilirkişi heyetinden rapor almak suretiyle hüküm tesis edilmiştir. Ancak, hükme dayanak kabul edilen bilirkişi raporu yeterli görülmemiştir. Bilirkişi raporundaki, işçi hareket tablosunda ortaya konan verilerden, davalı işverenlikte, fesihten önceki Ocak, Şubat, Mart, Nisan aylarında ve fesihten sonra Mayıs ayında işçi alınıp çıkarıldığı görülmektedir. İşe alınan işçilerin, hangi pozisyonlarda istihdam edildiği dosya içeriğinden anlaşılamamaktadır. Öncelikle, uzman bilirkişiler marifetiyle, işe alınan işçilerin, hangi birimlerde işe alındıkları tespit edilmeli, davacının kısa bir eğitimle bu birim veya birimlerde istihdam olanağının bulunup bulunmadığı araştırılmalı, feshin son çare ilkesine uygun davranılıp davranılmadığı konusunda, tüm tereddütler giderildikten sonra karar verilmelidir. Eksik inceleme ile davanın kabulüne karar verilmesi hatalı olup, hüküm bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek olması halinde ilgiliye iadesine, 13.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.