MAHKEMESİ :İş MahkemesiDAVA : Davacı, kıdem tazminatı, fazla mesai, izin ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili, müvekkilinin 15.08.1998-13.07.2010 tarihleri arasında en son 900,00 TL net ücret ile çalıştığını, iş sözleşmesini ihtarname ile primlerinin gerçek ücret üzerinden gösterilmemesi, fazla çalışma ücretlerinin ödenmemesi, yıllık ücretli izinlerinin eksik kullandırılması gibi haklı sebeplerle feshettiğini ileri sürerek kıdem tazminatı ile birlikte bir kısım işçilik ücretlerinin davalı yandan tahsiline karar vermesini talep etmiştir.Davalı vekili haksız ve kanuni dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece toplanan deliller ile bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının davalı işverenlikte 16.12.1999-30.07.2002 ve 01.10.2002-13.07.2010 tarihleri arasında çalıştığı kabul edilerek kıdem tazminatı, yıllık ücretli izin, fazla mesai ve genel tatil alacağı taleplerinin kabulüne karar verilmiştir.Karar, davalı tarafından süresinde temyiz etmiştir.1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.2-Taraflar arasında davacı işçinin hizmet başlangıcı ve buradan doğan hizmet süresi uyuşmazlık konusudur. Davacı 15.08.1998-13.07.2010 tarihleri arasında davalı işyerinde çalıştığını iddia etmiştir. Davalı işveren ise davacının 07.09.2006-13.07.2010 tarihleri arası çalıştığını ve hizmet süresinin davacının iddia ettiği kadar olmadığını savunmuştur.Yargılama sırasında dinlenen davacı şahitlerinin beyanlarına göre davacının davalı işyerinde 16.12.1999-13.07.2010 tarihleri arasında çalıştığı kabulüne göre davaya konu işçilik alacaklarına hükmedilmiştir.Mahkemece hizmet süresine dair dinlenen davacı şahitlerden biri mahkemenin benimsediği tarihi esas almışsa da, bire bir görgüye dayalı bilgileri ve bordro şahitlikleri olmayan, beyanları davacının işe giriş tarihini somut olarak ispat eder ve çelişkisiz bulunmayan soyut nitelikteki şahit anlatımları doğrultusunda sonuca gidilmesinin doğru olmayacağı açıktır. Davacının hizmet döküm cetveli kayıtlarında geçen hizmet süresine göre davaya konu işçilik alacakları hesaplanmalı ve sonucuna göre bir karar verilmelidir.SONUÇ: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 09.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.