Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3971 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 1667 - Esas Yıl 2016





Y A R G I T A Y İ L A M IMAHKEMESİ : Asliye Hukuk MahkemesiDAVA : Davacı, kıdem tazminatı, tasarrufu teşvik kesintisi ve nema alacağı, ikramiye, ücret zammı, kıdem zammı, yıllık izin ücreti, fazla mesai, hafta tatili, giyim yardımı ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı İsteminin Özeti:Davacı işçi, davalı Belediyede 01.07.1985 -15.07.2006 tarihleri arasında çalıştığını ve emekli olarak işten ayrıldığını, çalışması süresince bir kısım işçilik alacaklarının ödenmediğini ya da eksik ödendiğini ileri sürerek; kıdem tazminatı, tasarruf teşvik kesintisi ve neması, ikramiye alacağı, ücret, kıdem zammı alacağı, yıllık izin ücreti alacağı, fazla mesai ücreti, hafta, dini milli bayramlarda çalışma ücreti, giyim yardımı alacakları ile birleşen davada ilave tediye alacağını istemiştir.Davalı Cevabının Özeti:Davalı Sosyal Güvenlik Kurumu, tasarruf teşvik kesintisi ve nema alacağı talebi yönünden davanın idari yargıda çözümlenmesi gerektiğini ve borçlusunun da işveren olduğunu savunarak, davanın husumetten ve esastan reddini talep etmiştir.Davalı işveren, davanın reddini istemiştir.Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece, davalı Belediye vekilinin toplu iş sözleşmesinde değişiklik yapıldığına dair tutanağın esas alınarak alacak hesabı yapılmasına dair talebinin yerinde görülmediği gerekçesiyle 28.02.2008 tarihli bilirkişi raporunun ikinci şıkkı esas alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Kararın davalılarca temyizi üzerine Dairemizce, sair temyiz itirazlarının reddine karar verilerek, tasarrufu teşvik ve nema alacağı açısından davanın tefrik edilerek yargı yolu sebebi ile usulden reddine karar verilmesi gerektiği, dava konusu diğer alacaklar bakımından ise toplu iş sözleşmesinde değişiklik yapan 23.05.2005 tarihli protokol geçerli olduğundan, anılan protokole göre yapılan hesaplamanın hükme esas alınması gerektiği gerekçeleriyle bozulmasına karar verilmiştir.Bozmaya uyan mahkemece, tasarrufu teşvik ve nema alacağı talebi tefrik edilmiş ve dava konusu diğer alacaklar bakımından Dairemizce her ne kadar protokolün geçerli olduğu kabul edilmişse de; bunun geçerliliğinin her aşamada resen incelenebileceği ve davacı vekilinin ek protokolü imzalayan kişilerin yetkili olmadığına dair iddiasına binaen, söz konusu hususun davalı adına usulü kazanılmış hak doğurmayacağı, yapılan incelemede de protokolün geçerli olmadığının tespit edildiği gerekçeleriyle bozma öncesi gibi karar verilmiştir.Temyiz:Kararı davalı temyiz etmiştir.Gerekçe:1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.2-Usuli kazanılmış bir davada mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu usuli bir işlem ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.Dairemizin 2012/ esas, 2013/ karar sayılı ve 28.11.2013 tarihli ilamı ile 23.05.2005 tarihli protokolün geçerli olduğu ve anılan protokole göre yapılan hesaplamanın hükme esas alınması gerektiği hususu açıkça belirtilmiştir. Mahkemece Dairemiz bozma kararına uyulduğuna göre, mahkemenin uyma kararı davalı lehine usuli kazanılmış hak oluşturmaktadır. Protokol ve toplu iş sözleşmesinin geçerliliğinin her aşamada resen incelenebileceği ve davacı vekilinin ek protokolü imzalayan kişilerin yetkili olmadığına dair iddiasına binaen, söz konusu hususun davalı adına usulü kazanılmış hak doğurmayacağı yönündeki mahkeme kabulü isabetsizdir. Zira, yalnızca açıkça maddi hataya dayalı bozma ilamına uyulması taraflar lehine usuli kazanılmış hak oluşturmaz. Bozma ilamında maddi hata da bulunmadığı anlaşıldığından, mahkemece uyulan bozma ilamının gerekleri yerine getirilerek protokol hükümlerine göre yapılan hesaplamaya göre karar verilmesi gerekirken, bozmaya uyulmasının davalı lehine usuli kazanılmış hak oluşturduğu gözetilmeden sonuca gidilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.Sonuç:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 16.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.