Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 396 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 33134 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı isteminin özeti:Davacı vekili, müvekkilinin emeklilik nedeniyle iş sözleşmesi feshettiğini beyanla kıdem tazminatı, fazla mesai, hafta tatili, genel tatil, yıllık ücretli izin, ikramiye alacakları ile toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan bir kısım işçilik alacaklarını istemiştir.Davalı cevabının özeti:Davalı vekili davanın reddini savunmuştur.Mahkeme kararının özeti:Mahkemece, bozma ilamına uyma kararı verilerek yapılan yargılama sonucunda, alınan bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Temyiz:Karar süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Gerekçe:...-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.2-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297. maddesi uyarınca hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi zorunludur. Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, hükmün infazında zorluklara ve tereddütlere, yargılamanın ve davaların gereksiz yere uzamasına, davanın tarafı bulunan kişi ve kurumların mağduriyetlerine sebebiyet verecek ve kamu düzeni ve barışını olumsuz yönde etkileyecektir. (Hukuk Genel Kurulu - 2007/14-778 E, 2007/611 K, Dairemizin 01.04.2008 gün ve 2007/38353 Esas. 2008/7142 Karar sayılı ilamı)Somut olayda, bozma sonrası mahkemece "...kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti, ikramiye, bayram harçlığı, sosyal sorumluluk alacağı, teşvik primi ve kıdem zammı hususları alacağı yönünden Yargıtay 22. Hukuk Dairesinin 25.05.2015 tarihli 2014/8126 esas, 2015/18272 karar sayılı ilamı ile bozulma konusu yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,” şeklinde hüküm oluşturulmuştur.Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 22.02.2012 tarihli, 2012/13-747 Esas, 2012/84 Karar sayılı ilamında ve Dairemizin emsal kararlarında belirtildiği gibi, Yargıtay'ca bozulan karar, sonraki kararın eki niteliğinde değildir. Bozma ile birlikte önceki hüküm ortadan kalkarak hukukî geçerliliğini yitirir. Mahkemece bozulan karara atıf yapılarak yeni hüküm oluşturulamaz. Bozmadan önceki ve bozmadan sonraki kararlar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297. maddesine uygun olmalıdır.Mahkemece yukarıdaki kanuni düzenlemeler ve ilkeler dikkate alınmaksızın, bozma nedeni yapılmayan alacak kalemleri hakkında "karar verilmesine yer olmadığına” şeklinde hüküm oluşturulması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.Sonuç:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 19.01.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.