MAHKEMESİ: Adana 4. İş MahkemesiTARİHİ: 25/10/2010NUMARASI: 2010/265-2010/710Davacı vekili; işveren tarafından yapılan feshin yapılan feshin haksız olduğunu belirterek, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücret ve diğer haklarının belirlenmesini istemiştir.Davalı vekili; davacının iş sözleşmesinin gerçek dışı ziyaret ve satış raporlaması sebebi ile haklı sebeple feshedildiğini, davacının raporlarında ziyaret ettiğini belirttiği Ceyhan ilçesindeki sorumlu olduğu eczaneler tarafından tanındığına ve bu eczaneleri düzenli olarak ziyaret ettiğine dair delil sunamadığını, yapılan ikili ziyaretlerde de davacıyı tanımadıklarına dair yazı aldıkları ... ve ... eczanelerini de PDH cihazına girerek gerçek dışı ziyaret raporlaması yaptığını, yapılan feshin haklı olduğunu davanın reddini savunmuştur.Mahkemece davacıyı tanımadığı belirtilen eczanelerin tanıdığına ilişkin kaşe basıp imza vermesi karşısında ziyaret etmediğinin ispatlanamadığını, davalı tanık beyanları doğrultusunda mümessilin girdiği siparişin eczacı tarafından iptal edilme, alınmama gibi durumlarında sipariş alan davacının bunu raporlamasının sonuç olarak ilaç alınmadığı halde yönetim sistemine girmesinin gerçek dışı sipariş girilmesi olarak kabul edilemeyeceği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Taraflar arasında iş sözleşmesinin feshinin geçerli sebebe dayanıp dayanmadığı uyuşmazlık konusu olup, normatif dayanak 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18 ve devamı maddeleridir. 4857 sayılı Kanun’un 18. maddesine göre otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır. 4857 sayılı Kanun’un 18. maddesi bakımından işçinin davranışlarından kaynaklanan sebepler, işçinin aynı Kanun'un 25/II. maddesinde öngörülen sebepler niteliğinde ve ağırlığında olmayan, işyerinde işin görülmesini önemli ölçüde olumsuz etkileyen, sözleşmeye aykırı davranışlarıdır. İşçinin davranışı ancak işyerinde olumsuzluklara yol açması halinde geçerli sebep olabilir. İşçinin sosyal açıdan olumsuz bir davranışı, toplumsal ve etik açıdan onaylanmayacak bir tutumu işyerinde üretim ve iş ilişkisi sürecine herhangi bir olumsuz etki yapmıyorsa geçerli sebep sayılamaz.4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin ikinci fıkrasına göre feshin geçerli sebebe dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Somut olayımızda tıbbi mümessil olarak 30.03.2006 – 15.03.2010 tarihleri arasında davalı işyerinde çalışan davacının, ziyaret listesinde bulunan ziyaret etmesi gereken eczaneleri ziyaret etmediği ve eczanelere satış yapmış gibi satış yönetim sistemine girerek sahte satış bildirdiği, bu eczanelerden bazılarından ziyaret edilmediklerini ve ilaç siparişi verilmediğini belirten yazı ulaşması sebebi ile davacının savunmasının alındığı ancak yeterli görülmediği sahte satış ve ziyarette bulunması ahlak ve iyiniyet kurallarına aykırı davranışı sebebi ile şirket kurallarına aykırı hareketinden dolayı iş sözleşmesinin haklı sebeple sona erdirildiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Sahte satış bildirilmesine ilişkin olarak davacı tanıkları davacının düzenli olarak ziyaretlerini yaptığını, eczane tarafından siparişin mümessile sözlü olarak verildiğini, yüksek miktarlarda ise bölge müdürüne bilgi verildiğini, ardından çalışılan depo aranarak siparişin mümessil tarafından okunduğunu, bazen depoya eczacıların kendilerinin haber verdiklerini, mümessil aramaz, eczacı da aramazsa verilen siparişin iptal edilmiş olduğunu, bazen iki mümessil tarafından aynı eczaneye ilişkin siparişin iki kez verilmesi sebebi ile mükerrer kayıt yapıldığını, mümessilin depoya geçtiği siparişin sonradan eczacı tarafından da iptal edilebildiğini beyan ettikleri anlaşılmaktadır. Davalı vekilince davacının ziyaret etmediği belirtilen eczaneleri davacı tarafından ziyaret ettiğine ilişkin eczaneler tarafından verdikleri siparişleri gösterir kaşeleri basılmış belgelerin davacı vekili tarafından sunulduğu; bazı eczaneler tarafından davacının düzenli ziyaret yaptığına ilişkin el yazısı ile yazılıp imzalanmış belgeler sunduğu; bölge müdürü ile yapılan ve davacının ikili ziyaret listesinde Ocak-Şubat ayında ziyaret ettiği belirtilen eczanelerin davacıyı tanımadıklarına dair belge düzenlediği, davalı tarafça sunulan davacıyı tanımayan eczanelere ilişkin liste ile davacı vekili tarafından dosyaya sunulan davacıyı tanıyan eczane listeleri karşılaştırıldığında, yirmi tane eczaneden yedi tanesi "tanıyorum, düzenli ziyaret yaptı"diyerek kaşe bastığı ya da davacı tarafından bölge müdürü ile ikili ziyaret yaptığı eczanelere ilişkin raporlamaların davalı vekili tarafından dosyaya sunulması ile tanınmadığını ileri sürdüğü yirmi eczanenin on tanesine birlikte ikili ziyaret yapıldığı anlaşılmaktadır. Geriye kalan eczanelerin özellikle Ceyhan ilçesindekilerin davacıyı tanıyıp tanımadığı hususu belli değildir.Mahkemece yapılacak iş, davacıyı tanımadığı belirtilen ve tanıdığı belirtilen eczane listeleri karşılaştırılarak, davacıyı tanıyanları çıkartıldıktan sonra tanımadığı iddia edilen eczanelerin tanıyıp tanımadığı hususunda gerekirse yerinde keşif ve uzman bilirkişi incelemesi aracılığı ile araştırma yapıldıktan sonra sonuca göre karar verilmelidir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması hatalı olmuştur.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 09.03.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.