Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 376 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 27749 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :İş MahkemesiDAVA : Davacı, icra takibine yapılan itirazın iptali ile icra inkar tazminatının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili, müvekkili işçinin hak kazandığı halde ödenmeyen tazminat ve bir kısım işçilik alacakları ile bu alacakların işlemiş faizlerinin tahsili için başlatılan icra takibine işverence haksız itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptaline karar verilmesini ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.2-Boşta geçen süreye ait en çok dört aya kadar ücret ve diğer haklar için, geçersiz sayılan feshi izleyen dönem ücretlerine göre hesaplama yapılmalıdır. Geçersiz sayılan fesih tarihinden sonra boşta geçen en ??ok dört aylık sürede işçinin çalışması devam ediyormuş gibi ücret ve diğer haklar belirlenmelidir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, açıklanan bu hususların gözardı edilerek, boşta geçen süreye ilişkin ücret alacağının hesaplanmasında, işe başlatmama yoluyla gerçekleşen fesih tarihindeki ücretin esas alınması hatalı olmuştur.3-Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, hesaplanan alacakların brüt tutardan nete çevrilmesinde uygulanan kesintilerin, denetime elverişli şekilde gösterilmemesi hatalıdır.4-İcra takibinde talep edilen işlemiş faiz alacağı bakımından, hükme esas alınan bilirkişi raporunda ya da karar gerekçesinde herhangi bir değerlendirme yapılmamış olmasına rağmen, mahkemece bu yönden de itirazın iptaline karar verilmiştir. Davalı tarafın, ödeme emrine itiraz dilekçesinde, işlemiş faiz yönünden de itirazda bulunduğunun anlaşılmasına göre, işlemiş faiz alacağı talebi bakımından da itirazın haklı olup olmadığının değerlendirilerek karar gerekçesi tesis edilmesi gerekirken, gerekçesiz şekilde karar verilmesi, Anayasa'nın 141. maddesi ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297. maddesine aykırı olmuştur.5-İcra takibinde talep edilen işe başlatmama tazminatı tutarı net 17.600,00 TL'dir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise, işe başlatmama tazminatının net tutarının 14.895,86 TL olduğu mütalaa edilmiştir. Mahkemece, söz konusu rapora itibar edilmesine rağmen, icra takibinde talep edilen işe başlatmama tazminatı miktarının tamamı yönünden itirazın iptaline karar verilerek, çelişki oluşturulmuştur. Hal böyle olmakla birlikte, bilirkişinin brüt tutarda hesapladığı işe başlatmama tazminatının net miktarının tespitinde hata yaptığı anlaşılmaktadır. Şöyle ki, 16.06.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5904 sayılı Kanun ile 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nda değişiklik yapılmış ve işe başlatmama tazminatı gelir vergisi istisnaları arasında gösterilmiştir. Buna göre işe başlatmama tazminatından sadece damga vergisi kesilmesiyle yetinilmelidir. Bilirkişi raporunda, işe başlatmama tazminatının brüt tutarının 18.226,44 TL şeklinde hesaplanması isabetli olup, bu tutardan damga vergisi kesintisi (binde 7,59 oranında) yapıldığında, ulaşılan sonuç net 18.088,10 TL'dir. Bu halde, mahkemece, icra takibinde talep edilen işe başlatmama tazminatı miktarının tümü yönünden itirazın iptaline karar verilmesi sonucu itibariyle doğru görülmüştür.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 12.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.