Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3707 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 2596 - Esas Yıl 2016





Y A R G I T A Y İ L A M IMAHKEMESİ : 2. İş MahkemesiDAVA : Davacı, yıllık izin ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.Mahkemece davacının talebinin kabulü ile hüküm altına alınan miktara göre kesin olarak karar verilmiş, davalının tarafın temyizi üzerine, 07.12.2015 tarihli ek karar ile aynı gerekçeye dayanılarak temyiz istemi reddedilmiştir.Ek karar süresi içerisinde davalı tarafından temyiz edilmiştir. Miktar ve değeri temyiz kesinlik sınırını aşmayan taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin nihai kararlar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuku Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 427. maddesi uyarınca temyiz edilemez. Kesinlik sınırı kamu düzeni ile ilgilidir. Temyiz kesinlik sınırı belirlenirken yalnız dava konusu edilen taşınır malın veya alacağın değeri dikkate alınır. Faiz, icra (inkar) tazminatı, vekalet ücreti ve yargılama giderleri hesaba katılmaz.Alacağın bir kısmının dava edilmiş olması halinde, kesinlik sınırı dava edilen miktara göre değil, alacağın tamamına göre belirlenir.Her ne kadar mahkemece hüküm altına alınan miktar kesinlik sınırında kaldığından davalının temyiz isteminin reddine karar verilmiş ise de, kısmi davada hesaplanan toplam alacağın kesinlik sınırının üzerinde olduğu anlaşıldığından mahkemenin davalı vekilinin temyiz isteminin reddine ilişkin ek kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA karar verildi. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı Malatya İş Mahkemesi'nin 2011/800 Esas sayılı kısmi dava dosyası ile fazlaya dair hakları saklı tutarak 100,00 TL yıllık izin ücretinin tahsili istemi ile İl Özel İdaresi'ne karşı açtığı dava açtığı davada fazlaya dair hakları saklı tutularak hüküm kurulduğunu ve kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiğini belirterek bakiye yıllık izin ücreti alacağının tahsilini talep etmiştir. Davalı ....... vekili davanın İçişleri Bakanlığına yöneltilmesi gerektiğini belirterek davanın husumetten reddini savunmuştur. Mahkemece, kısmi davada alınan bilirkişi raporu esas alınarak davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar süresi içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Kısmi dava ...... karşı açılarak sonuçlandırılmıştır. Ek davanın açıldığı tarihte Malatya İl Özel İdaresinin tüzel kişiliği kaldırıldığından taraf sıfatının belirlenmesi konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır. Taraf ehliyeti konusu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 114 üncü maddenin 1 inci fıkrasının (d) bendi uyarınca dava şartlarındandır, davanın her aşamasında ileri sürülebilir. Taraflarca ileri sürülmese dahi gerek mahkemece, gerekse Yargıtayca tarafların bu yönde bir savunmasının olup olmadığına bakılmaksızın kendiliğinden göz önünde tutulur.6360 sayılı On Üç İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Altı İlçe Kurulması İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun 1. maddesinin 1. fıkrası ile Malatya ili dahil sayılan illerde büyükşehir belediyesinin kurulduğu, 5. fıkrasında bu sayılan illerdeki il özel idarelerinin kaldırıldığı, yürürlük başlıklı 36 maddesin de de kanunun bu hükümlerinin ilk mahalli idareler seçiminde yürürlüğe gireceği beliritilmiştir. Anılan Kanun'un kabul edildiği tarihten sonraki ilk mahalli idareler seçimi ile yürürlüğe girmesiyle Malatya İl Özel İdaresini tüzel kişiliği sona ermiştir.6360 sayılı Kanun'un 3. maddesinin 2. fırkasıyla; mevzuatla il özel idarelerine yapılan atıflar bu Kanun kapsamında tüzel kişiliği kaldırılan il özel idareleri için ilgisine göre bakanlıklara, bakanlıkların bağlı veya ilgili kuruluşları ile bunların taşra teşkilatına, Hazineye, valiliklere, büyükşehir belediyelerine ve bağlı kuruluşlarına veya ilçe belediyelerine yapılmış sayılacağı, tüzel kişiliği kaldırılan il özel idarelerine 22.02.2005 tarihli ve 5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanunu ve diğer mevzuatla verilmiş olan yetki, görev ve sorumluluklar ilgisine göre bu kurum ve kuruluşlar tarafından kullanılacağı ve yerine getirileceği, söz konusu il özel idarelerinin mahkemelerde süren davaları ile il özel idaresi olarak faaliyet gösterdikleri dönem ve yapılan işlemlere ilişkin olarak açılacak davalarda muhatap, devir işleminin yapıldığı ilgili kurum ve kuruluş olduğu açıkça düzenlemiştir. Bu durumda kaldırılan il özel idareleri hakkındaki davaların ilgilisine göre devredildiği kurum ve kuruluşa yöneltileceği tartışmasızdır. Tüzel kişiği sona eren il özel idarelerinin devir, tasfiye ve paylaştırılma işlemlerini düzeleyen 6360 sayılı Kanun'un Geçici 1. maddesinin 1. fıkrasında; devir, tasfiye ve paylaştırma işlemlerini yürütmek üzere vali tarafından, bir vali yardımcısının başkanlığında, valinin uygun göreceği kurum ve kuruluş temsilcilerinin ve ilgili belediye başkanlarının katılımıyla devir, tasfiye ve paylaştırma komisyonu kurulacağı bu komisyona yardımcı olmak üzere valinin görevlendirmesi ile alt komisyonlar da kurulabileceği, 4. fıkrasında bu kanun ile tüzel kişilikleri kaldırılan il özel idareleri; personelini, her türlü taşınır ve taşınmaz malları ile hak, alacak ve borçlarını bu Kanun'un yayımı tarihinden itibaren bir ay içinde valiliğe bildirceceği, bu idarelerin taşınmazlarının satışı, tahsisi ve kiralanması, iş ve toplu iş sözleşmesinin yapılması, her türlü imar uygulaması (inşaat ruhsatı hariç), iş makineleri ve diğer taşıtların satışı ile borçlanmaları İçişleri Bakanlığının onayına bağlı olduğu, 5 fıkarsında ise tüzel kişilikleri kaldırılan il özel idarelerinin her türlü taşınır ve taşınmaz malları, hak, alacak ve borçları, komisyon kararıyla ilgisine göre bakanlıklara, bakanlıkların bağlı veya ilgili kuruluşları ile bunların taşra teşkilatına, valiliklere, yatırım izleme ve koordinasyon başkanlığına, büyükşehir belediyesine ve bağlı kuruluşuna veya ilçe belediyesine devredilmesine karar verileceği, devir işlemi, yapılacak ilk mahalli idareler genel seçimi tarihinde uygulamaya konulacağı Maliye Hazinesine devredilen taşınmazlar Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla kullanmakta olan kurumlara tahsis edilmiş sayılacağı Hazinenin özel mülkiyetindeki veya Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki taşınmazlardan Maliye Bakanlığınca, bu Kanun'un 1. maddesiyle tüzel kişilikleri kaldırılan il özel idarelerine, belediyelere ve köy tüzel kişiliklerine tahsis edilmiş olanlar; kuruluş kanunlarıyla kendilerine verilen kamusal nitelikteki görevleri yerine getirmeleri amacıyla ve komisyon kararıyla; ilgisine göre bakanlıklara, bakanlıkların bağlı veya ilgili kuruluşlarına, yatırım izleme ve koordinasyon başkanlıklarına, büyükşehir belediyelerine, büyükşehir belediyelerinin bağlı kuruluşlarına ve ilçe belediyelerine tahsis edilmiş sayılacağı düzenlenmiştir.Bu düzenlemeler kapsamında devir öncesi doğan ve bir kurum ve kuruluşa devredilemeyen işçilik alacaklarında taraf sıfatının kime ait olduğu konusunda anılan kanunda bir düzenleme bulunmamaktadır. Dava konusu olayda davacı işçi devirden önce emekli olup iş ilişkisini sona erdirdiğinden talep ettiği yıllık izin ücretinden kimin sorumlu olduğunun öncelikle belirlenmesi gerekmektedir. Dosya içeriğindeki komisyon kararı ve eklerine göre tüzel kişiliği sona eren Malatya İl Özel İdaresi işçilerinin açıkça davalı kuruma devredildiğine dair bir düzenlemeye rastlanmamaktadır. Bu durumda borcun davacının mahalli idare birimi olan il özel idaresindeki çalışmalardan doğan bir borç olması ve devir, tasfiye ve paylaştırma işlemlerini yapması gereken komisyonu oluşturma yükümlülüğünün de mülki idareye verildiği dikkate alındığında davanın İçişleri Bakanlığına yönetilerek sonuçlandırılması gerekmektedir.Mahkemece, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 124. maddesi gereğince, husumetin doğru tarafa yöneltilmesi için davacıya süre verilerek, İçişleri Bakanlığına dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ edilip davaya iştiraki sağlanmalı, bu davalının göstereceği deliller de gözetilerek, sonucuna göre karar verilmelidir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. Kabule göre de, dava bakiye yıllık izin ücreti alacağının tahsiline ilişkin olup hüküm fıkrasında fazla mesai ücreti alacağı ifadesinin kullanılması ve alacağa yasal faiz yerine en yüksek mevduat faiz işletilmesi, mahkeme gerekçesinde dosya içeriği ile ilişkili bulunmayan açıklamalara yer verilmiş olması hatalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 15.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.