Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3707 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 9918 - Esas Yıl 2011





MAHKEMESİ: İstanbul 6. İş MahkemesiTARİHİ: 30/09/2010NUMARASI: 2009/1080-2010/709İş sözleşmesinin geçerli neden olmadan davalı işveren tarafından feshedildiğini belirten davacı işçi, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalılardan alt işveren ... Güvenlik Hizmetleri ve Danışmanlık Tic. Ltd. Şti. vekili, işyerinde fesih tarihi itibariyle 30'dan az işçi çalışması nedeni ile davacının iş güvencesi hükümlerinden yararlanamayacağını belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.Mahkemece, ticaret sicil memurluğundan aynı adreste faaliyet gösteren davalı şirketten başka ...Temizlik ve Destek Hizmetleri Tic. Ltd. Şti. ile ... Güvenlik Hizmetleri ve Danışmanlık Ticaret A.Ş.'ne ait kayıtların celbedildiği, gerek ortakları ve gerekse faaliyet adresleri yönünden organik bağ bulunduğu görüldüğü, Sosyal Güvenlik Kurumundan aynı adreste faaliyet gösteren bu şirketlerin fesih tarihi itibarıyla çalışan sayısını gösteren dönem bordroları celbedildiği ve toplam çalışan sayısının 30 üzerinde olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.Karar, davalılar tarafından temyiz edilmiştir.Taraflar arasında fesih tarihi itibariyle işverence otuz veya daha fazla işçi çalıştırılıp çalıştırılmadığı ve dolayısıyla davacının iş güvencesi kapsamında kalıp kalmadığı uyuşmazlık konusu olup, normatif dayanak 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. maddesidir. 4857 sayılı Kanun’un 18. maddesinin birinci fıkrasına göre iş güvencesi hükümlerinden yararlanmak için otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerinde çalışmak gerekir. Aynı maddenin dördüncü fıkrasına göre işverenin aynı işkolunda birden fazla işyerinin bulunması halinde, işyerinde çalışan sayısı bu işyerlerinde çalışan toplam işçi sayısına göre belirlenir. İşçi sayısına ilişkin bu hüküm nispi emredici olduğundan, daha az işçi sayısını öngören sözleşme hükümleri geçerli kabul edilmektedir. Otuz işçi sayısının belirlenmesinde fesih bildiriminin işçiye ulaştığı tarih itibariyle belirli-belirsiz süreli, tam-kısmi süreli, daimi-mevsimlik sözleşmelerle çalışan tüm işçiler dikkate alınır. Somut olayda, davacının çalıştığı davalı şirkete ait işyerindeki toplam işçi sayısının fesih tarihi itibariyle 30'un altında olduğu anlaşılmaktadır. Aynı gruba ait olsalar da farklı tüzel kişilere ait işyerlerindeki işçi sayısının iş güvencesi kapsamına girme bakımından gözönünde bulundurulması mümkün değildir. Başka bir anlatımla, salt aralarında organik bağ bulunduğundan hareketle gruba ait şirketlerde çalışan işçilerin, 30 işçi sayısının belirlenmesinde dikkate alınması doğru değildir. Davacı işçinin gruba ait şirketlerce birlikte çalıştırıldığı da iddia ve ispat edilmemiştir. Bu durumda, Mahkemece, fesih tarihi itibariyle davalı işyerinde sigortasız ya da davalıya ait başka işyerlerinde kayıtlı işçilerin çalışıp çalışmadığı, davalının başkaca işyerleri bulunup bulunmadığı hususları taraf tanıkları da dinlenmek suretiyle, çalışan işçi sayısı tespit edildikten sonra sonuca gidilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 09.03.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.