Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3663 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 18520 - Esas Yıl 2011





MAHKEMESİ: İzmir 6. İş MahkemesiTARİHİ: 21/09/2011NUMARASI: 2011/16-2011/6491-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının tüm, davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.2-Davacı vekili, müvekkilinin davalı işyerinde 01.06.1997 - 07.10.2008 tarihleri arasında çalışmakta iken iş sözleşmesinin haksız ve geçerli bir sebep olmaksızın feshi üzerine açtığı işe iade davasında feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verildiğini, kararın kesinleşmesinden sonra kanuni süre içerisinde 02.12.2010 tarihinde işe başlatılması için başvuruda bulunduğu halde, kanuni bir aylık süre içerisinde işe başlanılmayarak feshin kesinleştiğini, feshin kesinleşmesinden sonra fark kıdem tazminatı, işe başlatmama tazminatı ile beş aylık boşta geçen süre ücreti ve diğer haklarının ödenmediğini, her ne kadar davalı şirket 12.01.2011 tarihinde işe başlatılması yönünde yazılı davette bulunmuş ise de bunun 1 aylık süreden sonra bildirildiğini, son aylık ücreti 5.780-TL olan müvekkilinin ayrıca yemek, yol yardımı ile ayda 80-TL telefon ve 112-TL özel sağlık yardımı aldığını belirterek sözü edilen alacaklarının tahsiline, kıdem tazminatı farkına mahsuben 750,00 TL brüt, dört aylık ücrete mahsuben 20.000,00 TL brüt, beş aylık işe başlatmama tazminatına mahsuben 20.000,00 TL brüt diğer haklara mahsuben 250,00 TL brüt olmak üzere toplam 41.000,00 TL alacağın tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili, davacının işe iadesine ilişkin kararın kesinleşmesinden sonra işe başlamak için talepte bulunduğunu, müvekkilinin davacının 12.01.2011 tarihinde işbaşı yapabileceğinin davacı vekiline bildirildiğini, davacı davete icabet etmeyerek işbaşı yapmadığından beş aylık işe başlatmama tazminatına hak kazanmadığını, işe başlatma iradesinin kanuni bir aylık süre içerisinde müvekkili tarafından davaya bildirildiğini ve on günlük makul bir süreden sonra 12.01.2011 tarihinde işbaşı yapmasını istediğini, ancak davacının makul süre içerisinde işe başlamadığından, işe başlama yönünde samimi olmadığını ortaya koyduğunu, bu itibarla işe başlatmama tazminatına hak kazanmadığı, buna karşılık işe davete rağmen gelmemesi sebebiyle sadece dört aya kadar olan ücrete ve kıdem tazminatı farkına hak kazanacağının açık olduğunu ve bu alacaklarına karşılık 16.042,19 TL'nın 14.02.2011 tarihinde davacının banka hesabına ödendiğini, yol, yemek, telefon ve özel sağlık sigortası yardımlarının ise fiili çalışmasına bağlı yapılan yardımlar olması sebebiyle diğer haklar olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığını açıklanan nedenlerle davanın reddi gerektiğini savunmuştur.Mahkemece, kanun koyucunun işverenin işe başlatma iradesini bir ay içinde ortaya koymasını yeterli görmediği, işçiyi bir ay içerisinde işe başlatma yükümlülüğü getirdiğini, somut olayda davalı işverenin 4857 sayılı İş Kanunu'nun 21/1. maddesine uygun şekilde işçiyi işe başlatmadığından işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen süre ücretini ödemesi gerektiği, yine geçersiz olan fesih tarihine ücretlendirilen boşta geçen süre olan dört aylık sürenin eklenmesi ile bulunacak kıdem süresine göre hesaplanacak kıdem tazminatının ödenmesi gerektiğini, davalı tarafından dava açıldıktan sonra ödenen miktarın mahsubu ile tespit edilen miktarların davacıya ödenmesi gerektiği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.Karar davacı ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu tanzim olunan bilirkişi raporunda davacının hesaplanan kıdem tazminatı alacağından mahsup olunan miktarda hataya düşülerek hesaplama yapıldığı görülmektedir. Mahkemece de bilirkişi raporundaki bu hata giderilmeksizin hüküm verilmiştir. Bu nedenle, davacıya ödenen miktara göre bakiye kıdem tazminatı miktarına hükmolunması gerekmektedir.3-Öte yandan davacının iş sözleşmesinin fesih tarihinin 02.01.2011 olmasına karşın, hükme esas alınan bilirkişi raporundaki hesaplamanın 2008 yılındaki kıdem tazminatı tavan tutarına göre yapıldığı anlaşılmaktadır. Kıdem tazminatı hesabının fesih tarihindeki kıdem tazminatı tavanının esas alınarak yapılması gerekliliği dikkate alınmaksızın, geçmiş tarihli tavan rakamına göre yapılan hesaplamaya itibar olunarak hüküm verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 08.03.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.