Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 34594 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 23287 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, fazla mesai, yıllık izin ile hafta tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı isteminin özeti:Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haklı ve geçerli neden olmaksızın feshedildiğini, hak edip de kendisine ödenmediğini iddia ettiği kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, izin ücreti, fazla çalışma ücreti, bayram çalışması ücretlerinin davalıdan tahsilini talep etmiştir.Davalı cevabının özeti:Davalı vekili, davacının iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini, kıdem ve ihbar tazminatı talep edemeyeceğini, davacının talep ettiği fazla çalışma ücreti ile bayram ücretinin var olmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.Mahkeme kararının özeti:Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Temyiz: Karar süresi içinde davacı ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Gerekçe: 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının tüm davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık, iş sözleşmesinin işverence haklı sebeple feshedilip feshedilmediği noktasında toplanmaktadır.4857 sayılı İş Kanunu'nun 25. maddesinin II. bendinde, ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller sıralanmış ve belirtilen durumlar ile benzerlerinin varlığında işverenin haklı fesih imkanının olduğu açıklanmıştır. Yine aynı maddenin II. bendinin (d) alt bendinde, işçinin işverenin başka işçisine sataşması işverene haklı fesih imkanı verdiği ifade edilmiştir.Somut olayda, dosya kapsamında bulunan ceza mahkemesi dosyası, savcılık soruşturma dosyası, tutanak içerikleri ve tanık ifadelerinden, davalı işyerinde çalışan davacının aynı işyerinde çalışan bayan işçiye küfrettiği, dava dışı şahsa küfür ettiğini emniyet ifadelerinde kabul ettiği anlaşılmıştır. Davacı işçinin bu davranışı 4857 sayılı Kanun'un 25. maddesinin II.- d. bendinde düzenlenen haklı fesih sebebi oluşturmaktadır. Bu sebeple işverence yapılan fesih haklı sayılmalıdır. Mahkemece kıdem tazminatı talebinin reddi gerekirken yazılı şekilde kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.3-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille sözkonusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda da ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.Somut olayda, ispat külfeti kendisinde olan davacının bildirdiği tanıklar, davacının iddia ettiği çalışma saatlerini doğrulamadıkları gibi, davacının iddia ettiği saatlerden çok farklı çalışma saatleri ifade etmişlerdir. Bu nedenle beyanları samimi ve inandırıcı görülmemiştir. Bu durumda fazla mesai ücreti hesabında birbiri ile uyumlu davalı tanık beyanlarının esas alınması gerekmektedir. Davalı tanık beyanlarına göre ise davacının günlük on saat olmak üzere ve bir saat ara dinlenme ile dokuz saat çalıştığı anlaşılmaktadır. Mahkemece fazla mesai ücretinin bu tespite göre yapılması gerekir. Yanılgılı değerlendirme ile hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 15.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.