Y A R G I T A Y İ L A M IMAHKEMESİ : Elazığ İş MahkemesiTARİHİ : 15/01/2014NUMARASI : 2012/645-2014/41DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, yıllık izin, fazla mesai, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı İsteminin Özeti:Davacı, iş sözleşmesinin işverence haklı neden olmaksızın feshedildiğini belirterek, kıdem ve ihbar tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını istemiştir.Davalı Cevabının Özeti:Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının sürekli olarak asılsız ihbar ve şikâyetlerle iftiralarda bulunduğunu, son olarak şirket temsilcisiyle tartışarak işten ayrıldığını, davacının asgari ücretin üzerinde ücret aldığını ispatlayamadığını, izin kullandığını, diğer taleplerinin yersiz olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Temyiz:Hüküm davalı tarafından temyize getirilmiştir.Gerekçe:1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.2-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 25. ve 26. maddeleri uyarınca hâkim, dava veya cevap dilekçesinde bildirilen vakıalarla bağlı olup, tarafların bildirmediği vakıaları kendiliğinden inceleyemez ve onları hatırlatabilecek davranışlarda dahi bulunamaz. Tarafların talep sonuçları ile bağlıdır, ondan fazlasına veya başka şeye karar veremez.6100 sayılı Kanun'un 25. ve 26. maddelerine aykırı olarak davacı tarafın ihbar tazminatı ve yıllık izin alacağı talep miktarları aşılarak yazılı miktarlara karar verilmesi hatalıdır.3-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297/2. maddesi uyarınca, hükmün sonuç kısmında, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.Somut olayda, dava dilekçesinde, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağının tahsiline karar verilmesi talep edilmiş olup, mahkemece söz konusu talep hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi, 6100 sayılı Kanunu'nun 297/2. maddesi amir hükmü uyarınca hatalıdır.4-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı, hafta ve genel tatilde çalışıp çalışmadığı hususları taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.Fazla çalışma yaptığını, hafta ve genel tatilde çalıştığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma,genel tatil ve hafta tatili alacağının ödendiği varsayılır.Fazla çalışmanın, hafta ve genel tatil çalışmasının ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışma,genel tatil çalışmasının bu tür yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma, hafta ve genel tatili çalışması olup olmadığı araştırılmalıdır.İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma, hafta ve genel tatili çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma, hafta ve genel tatili çalışması yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma, hafta ve genel tatili çalışması alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille kanıtlaması gerekir.Somut olayda, hükme esas alınan bilirkişi raporunda fazla mesai, hafta ve genel tatil çalışması konusunda hesap yapılırken sadece davacı tanık anlatımları dikkate alınmıştır. Ancak davalı işyerinde belirli tarih aralığında çalıştığı anlaşılan davacı tanıklarının anlatımı davacının tüm dönemleri için varsayıma dayalı değer verilerek fazla çalışma yapıldığının kabul edilmesi hatalıdır. Bu yön gözetilerek davacı tanıklarının işyerinde çalıştığı dönemler açıkça tespit edilerek çalışma dönemleriyle sınırlı olarak fazla çalışma,hafta ve genel tatil ücreti miktarı belirlenmelidir. Mahkemece yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.5-Davacının fazla mesai ve hafta-genel tatil alacakları tanık anlatımlarına göre hesaplandığı anlaşılmaktadır. Tanık beyanı ve dosya içeriğine göre sözü edilen alacaklardan hakkaniyet indirimi yapılmaması doğru olmamıştır. Zira davacının hastalık, mazeret ya da izin gibi sebeplerle yılın tamamında aynı şekilde çalışamayacağı kabul edildiğinden tanık beyanlarının esas alınarak hesaplanan alacaklardan dosya içeriğine ve çalışma süresine uygun düşecek yüzde otuzdan aşağı olmamak üzere bir oranda hakkaniyet indirimi uygulanması gerekmektedir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. 6-Davacı, mahkemece alınan bilirkişi raporuna göre fazla mesai ücreti alacağı yönünden davasını 13.06.2013 tarihinde ıslah etmiştir. Davalı, ıslah dilekçesine karşı süresinde verdiği yazılı itiraz dilekçesinde zamanaşımı definde bulunmuştur. İşçi ücretlerine ilişkin davalar beş yıllık zamanaşımına tabidir. Fazla mesai ücreti alacağı bu tür alacaklardandır. Bu sebeple ıslahla talep edilen fazla mesai tatili ücreti alacağından, ıslah tarihinden geriye doğru beş yılın dışında kalan kısmı zamanaşımına uğramıştır. Islahla talep edilen ve zamanaşımına uğramayan alacakların hüküm altına alınması gerekirken, zamanaşımı defi dikkate alınmadan sonuca gidilmesi isabetsizdir.7-Mahkemece hüküm altına alınan isteklerle ilgili ihbar tazminatı,fazla mesai ve izin alacağı bürüt-net olarak karar verildiği hüküm fıkrasında açıklanmıştır. Karar bu yönüyle infazda tereddüde yol açabilecek nitelikte olması da hatalı olmuştur.Sonuç:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 15.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.