Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 33392 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 24984 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Bursa 6. İş MahkemesiTARİHİ : 25/04/2013NUMARASI : 2011/1731-2013/232Hüküm süresi içinde davalılar avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili, müvekkilinin 14.10.2006 - 26.09.2008 tarihleri arasında davalı işverenlikte güvenlik görevlisi olarak çalıştığını, işverence ödenmeyen ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile fazla mesai ücretinin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalılar vekili, davalı K..H.. Yapı ve İşletme San. Tic. A.Ş.'nin davalı sitenin yönetim işlerini bedel mukabilinde yürütmesi sebebiyle taraf sıfatına haiz olmadığını, esas bakımından ise davacının tüm alacaklarının ödenmesi sebebiyle işverenin ibra edildiğini beyan ederek, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, bilirkişi raporu hükme esas alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karar davalılar vekilince temyiz edilmiştir.1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalıların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.2-Davalı K.. H..Yapı ve İşletme San. Tic. A.Ş., davacının çalıştığı sitenin yönetimini ücret mukabilinde devraldığını ve işveren sıfatının bulunmadığını iddia etmiş, ancak mahkemece bu savunmanın üzerinde durulmaksızın hükmedilen alacak miktarı sebebiyle adı geçen davalının sorumlu olduğu kabul edilmiştir.Bu durumda site yöneticisi olduğunu savunan davalı şirketin gerçekten davalı sitenin profosyonel yöneticisi olup olmadığı araştırılmalı, savunmanın doğrulanması halinde bu davalıya karşı açılan davanın taraf sıfatı yokluğundan reddi cihetine gidilmelidir. Belirtildiği üzere eksik inceleme ile sonuca gidilmesi isabetli olmayıp bozmayı gerektirmiştir.3-Davacı işçi tarafından fazla mesai yapılıp yapılmadığı taraflar arasında çekişmelidir.Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle iş yerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille sözkonusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille kanıtlaması gerekir.Somut olayda, taraflar arasında yapılan sözleşme uyarınca davacının haftalık yirmibir saatlik fazla mesai yapacağı kararlaştırılmış, bilirkişi raporunda bu süre esas alınarak hesaplama yapılmıştır. Bilirkişi, dosyadaki imzalı ücret bordrolarındaki fazla mesai tahakkukunu, hesabettiği toplam tutardan indirmek suretiyle nihai miktarı bulmuş ise de, yapılan uygulama hatalıdır. İmzalı ve ihtirazi kayıt içermeyen bu bordrolarda görünen ödemenin aksi ancak yazılı belge ile ispatlanabilir. Ayrıca üzerine tahakkuk bulunan bordroların ait olduğu dönemde yapılan tüm fazla mesai ücretlerinin ödendiği varsayıldığından, bu dönemin fazla mesai hesabından tamamen dışlanması gerekirken, hatalı değerlendirme ile düzenlenen bilirkişi raporu hükme esas alınarak karar verilmesi yerinde değildir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 26.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.