MAHKEMESİ : Silivri 1. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 25/04/2013NUMARASI : 2010/489-2013/134Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili, müvekkilinin davalı iş yerinde işyeri hekimi olarak 01.06.2005 tarihinden başlamak üzere 28.09.2006 tarihine kadar çalıştığını ve davalı işveren tarafından bu tarihte iş sözleşmesinin haksız fesih edildiğini, müvekkiline bu çalışma süresi boyunca maaşlarının ödenmediğini belirterek bakiye ücret ve bakiye süre ücret alacağının davalıdan tahsilini talep etmiştir.Davalı vekili, davacının davalı iş yerinde 01.06.2005 tarihli ve süresi bir yıl olan belirli süreli hizmet sözleşmesi yaparak iş yerinde iş yeri hekimi olarak çalışmaya başladığını iddia ettiğini, ancak müvekkili şirketin davacı ile hiçbir zaman hiçbir şekilde ne ad altında olursa olsun sözleşme imzalamadığını, davacının müvekkil şirkette dava dilekçesinde iddia edildiği gibi ne iş yeri hekimi olarak ne de vasıfsız eleman olarak çalışmadığını, davacı ile davalı şirket arasında bugüne kadar hiçbir şekilde işçi işveren ilişkisi bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak,yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Kararı taraflar avukatlarınca temyiz etmiştir.1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.2-Davacı işçi işyerinde belirli süreli iş sözleşmesi ile çalıştığını ve iş sözleşmesinin süresinden önce feshedildiğini ileri sürerek sözleşmenin kalan süresine ait ücret isteğinde bulunmuştur. Mahkemece isteğin kısmen kabulüne karar verilmiştir.4857 sayılı İş Kanunu'nun 11. maddesinde, “İş ilişkisinin bir süreye bağlı olarak yapılmadığı halde sözleşme belirsiz süreli sayılır. Belirli süreli işlerde veya belli bir işin tamamlanması veya belirli bir olgunun ortaya çıkması gibi objektif koşullara bağlı olarak işveren ile işçi arasında yazılı şekilde yapılan iş sözleşmesi belirli süreli iş sözleşmesidir. Belirli süreli iş sözleşmesi, esaslı bir neden olmadıkça, birden fazla üst üste (zincirleme) yapılamaz. Aksi halde iş sözleşmesi başlangıçtan itibaren belirsiz süreli kabul edilir. Esaslı nedene dayalı zincirleme iş sözleşmeleri, belirli süreli olma özelliğini korurlar” şeklinde düzenleme ile bu konudaki esaslar belirlenmiştir. Borçlar Kanunundaki düzenlemenin aksine iş ilişkisinin süreye bağlı olarak yapılmadığı hallerde sözleşmenin belirsiz süreli sayılacağı vurgulanarak ana kural ortaya konulmuştur.Dosya içeriğine göre, davacının davalıya ait iş yerinde iş yeri hekimi olarak çalıştığı anlaşılmakla belirli süreli iş sözleşmesi yapılmasını gerektiren objektif sebepler bulunmamaktadır. Böyle olunca taraflar arasındaki iş ilişkisinin baştan itibaren belirsiz süreli olduğu kabul edilmeli ve bakiye süre ücreti isteğinin reddine karar verilmelidir.SONUÇ:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 26.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.