Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 33259 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 23080 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Ankara 4. İş MahkemesiTARİHİ : 09/05/2013NUMARASI : 2010/876-2013/538Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili, müvekkili işçinin iş sözleşmesini haklı sebeple feshettiğini, işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, yıllık izin, aylık ücret, fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Kararı davalı vekili temyiz etmiştir. 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Taraflar arasında, davacı işçinin aylık ücret miktarı ve fazla çalışma ile ulusal bayram ve genel tatil ücretlerine hak kazanıp kazanmadığı noktalarında uyuşmazlık bulunmaktadır. Somut olayda, mahkemece davacının aylık ücreti net 3.500,00 TL kabul edilmiş ise de, işçinin kıdemi, mesleği, işyerinde fiilen yaptığı iş ve işyerinin özellikleri nazara alınarak, dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesi neticesinde, davacının aylık ücretinin net 2.500,00 TL olduğu anlaşılmaktadır. Anılan sebeple, bu yön gözetilerek alacakların miktarları yeniden değerlendirilmelidir.3- Fazla çalışma yaptığını, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını iddia eden işçi, bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Söz konusu çalışmaların yapıldığının ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları yazılı delil niteliğindedir. Ancak, sözü edilen çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda, tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bununla birlikte, işyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan şahitlerin anlatımlarına değer verilemez. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de, anılan çalışmaların olup olmadığı araştırılmalıdır. Somut olayda, mahkemece, davacının haftalık altı saat fazla çalışma yaptığı, 29 ekim günü dışında kalan ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığı kabul edilmiştir. Ne var ki, dinlenen davacı şahidi E.. T..'ın işyerinde çalışması bulunmayıp, davacının çalışma düzeni hakkında görgüye dayalı bilgisi bulunması beklenemez. Diğer davacı şahidi F.. S..'in ise, çalışma düzeni hakkında bilgi ve görgüsü sorulmamıştır. Anılan sebeple, davacı şahidi F.. S..'den işyerindeki çalışma saatleri, tatil günlerinde çalışma olup olmadığı hususları sorularak bilgi ve görgüsü tespit edilmeli; şahidin işyerinde çalışma süresi itibariyle çalışma düzenini bilmesi mümkün olduğu süre değerlendirilmelidir. Ayrıca, davacının, şirketin kamu kurumları ile ilgili satış faaliyetlerinde görev yaptığı nazara alınarak, kamu kurumlarının kapalı olduğu saat ve günlerde ne suretle çalışmasının devam ettiği hususu üzerinde de durulmalı ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Yukarıda yazılı sebepten, eksik inceleme ve hatalı değerlendirmeyle karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 25.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.