MAHKEMESİ : Sivas İş MahkemesiTARİHİ : 08/07/2014NUMARASI : 2013/500-2014/284Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı, davalı işverenin dört aylık boşta geçen süre ücreti olarak 3.300,00 TL ödediğini, son ücretinin 1.200,00 TL olduğunu belirterek fesih tarihindeki ücretinin asgari ücret olmadığının, 1.200,00 TL olduğunun tespitini talep etmiştir. Davalı vekili, davacının ücretinin imzalı ücret bordrolarına göre belirlendiğini açıklayarak davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davacının ücretinin asgari ücret olmadığının, fesih tarihinde 1200,00TL net ücretle çalıştığının tespitine karar verilmiştir. Karar süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacının, fesih tarihindeki aylık ücretinin tespitinde hukuki yararı bulunup bulunmadığı, dosya içeriğine göre öncelikle çözümlenmesi gereken hukuki problemi oluşturmaktadır. Tespit davası 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 106. maddesinde düzenlenmiştir. Anılan maddede, “Tespit davası yoluyla, mahkemeden, bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığının ya da yokluğunun yahut bir belgenin sahte olup olmadığının belirlenmesi talep edilir. Tespit davası açanın, kanunlarda belirtilen istisnai durumlar dışında, bu davayı açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir yararı bulunmalıdır. Maddi vakıalar, tek başlarına tespit davasının konusunu oluşturamaz.” denilmektedir. Görüldüğü üzere kanunla belirtilen istisnalar dışında tespit davası açılabilmesi hukuken korunmaya değer güncel bir yararın mevcudiyetine bağlıdır. Somut olayda davacı işçi, fesih tarihindeki ücretinin asgari ücret olmadığının, 1.200,00 TL olduğunun tespitini istemektedir. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına göre, eda davası açılabilecek hallerde, eda davası tespit hükmünü de içerdiğinden ayrıca bir tespit davası açılmasında hukuki yarar bulunmamaktadır. Davacının talebini açabileceği eda davasında ileri sürmesi mümkünken bu davayı açmakta ve sonuçlandırmakta kanunun ifade ettiği şekliyle korunmaya değer güncel bir hukuki yararı bulunmamaktadır. Diğer taraftan hukuki yarar dava şartlarından olup dava şartları yargılamanın her aşamasında mahkemece re'sen dikkate alınır. Dava şartı eksikliği davanın usulden reddini gerektiren bir haldir. Yukarıda açıklanan sebeplerle davanın 6100 sayılı Kanun'un 114/1-h. ve 115/1-2. maddeleri uyarınca usulden reddedilmesi gerekirken işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 24.11.2014 günü oybirliğiyle karar verildi.