Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 32509 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 22611 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Ankara 7. İş MahkemesiTARİHİ : 31/05/2013NUMARASI : 2010/695-2013/533Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiştir.Mahkemece 31.05.2013 tarihli, 2010/695 esas, 2013/533 karar sayılı kararın davalı tarafından temyizi üzerine 21.06.2013 tarihli ek kararla hüküm altına alınan alacaklar kesinlik sınırının altında kaldığı gerekçesiyle temyiz talebinin reddine karar verilmiştir. Ancak dava kısmi dava olup, kısmi davalarda kesinlik sınırı alacağın tamamına göre belirlenmektedir. Somut olayda da bilirkişice hesaplanan alacak tutarı kesinlik sınırının üzerinde olduğundan temyiz talebinin reddine dair ek karar hatalıdır. Açıklanan sebeplerle yukarıda belirtilen mahkemece verilen ek kararın ORTADAN KALDIRILMASINA karar verilmiş ve Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek gereği konuşulup düşünüldü.Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı İsteminin Özeti:Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirkette kaynakçı ustası olarak belirli süreli iş sözleşmesi ile çalıştığını; ilk bir ay davalının taşeron firmasında, daha sonra ise, Libya'daki şantiyede görev yaptığını; iş sözleşmesinde 731,50 Libya Dinarı yazsada 2.000,00 USD maaş aldığını, işveren tarafından üç öğün yemek ve barınma yardımı yapıldığını, her gün 07:00-18:00 saatleri arasında mesai yaptığını, on saati aşan çalışmalar için ödeneceği belirtilen fazla çalışma ücretlerinin ödenmediğini, hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını, ayda sadece bir gün izin kullandırıldığını; altı ayda bir kullandırılacağı belirtilen izin hakkının kullandırıldığını, ancak ücretinin ödenmediğini, şirketçe karşılanması gereken uçak biletlerininde ödenmediğini, sözleşmesinin süresinden önce feshedilmesi sebebiyle ödeneceği söylenen ücretlerin ödenmediğini iddia ederek ücret, fazla çalışma ücreti, hafta tatili çalışma ücreti, ulusal bayram ve genel tatil çalışma ücreti, bakiye süre ücreti, yol ücreti ile yıllık izin ücreti alacaklarının faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalı Cevabının Özeti:Davalı vekili, davacının iş sözleşmesinin 4857 sayılı İş Kanunu'nun 25/II. maddesi gereği haklı sebeple feshedildiğini, aylık ücretin 1.750,00 USD olduğunu, fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram genel tatili günü ücretlerinin ödendiğini, ödeme yapılan aylar için herhangi bir ihtirazı kayıt ileri sürmediğini, iş sözleşmesi haklı sebeple feshedildiğinden dolayı, mahrum kalınan ücret talebinin hukuki dayanağının bulunmadığını, çalışma süresi bir yıldan az olduğu için yıllık izin kullanma hakkının bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacı işçinin fazla çalışma, hafta tatili ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Temyiz:Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.Gerekçe:1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.2-Davacı işçinin fazla çalışma ücretinin hesaplanması konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. İş sözleşmelerinde fazla çalışma ücretinin aylık ücrete dahil olduğu yönünde kurallara sınırlı olarak değer verilmelidir. Bu noktada yıllık ikiyüzyetmiş saatle sınırlı olarak söz konusu hükümlerin geçerli olduğunu kabul edilmelidirSomut olayda; davacının yurt dışı iş sözleşmesi imzalayarak Libya’ya çalışmaya gittiği görülmektedir. Söz konusu sözleşmede çalışma saatleri haftalık kırksekiz saat olarak belirlenmiştir. Şüphesiz ki haftalık kırkbeş saatin üzerinde olan çalışmalar fazla çalışma oluşturacaktır. Ancak taraflar arasında kararlaştırılan ücret haftalık üç saatlik fazla çalışmayı da kapsamaktadır. Bu sebeple yukarıda değinildiği gibi bu hükme yıllık ikiyüzyetmiş saatle sınırlı olarak değer verilmeli ve davacının fazla çalışma ücreti hesaplanmalıdır. Bunun yapılmaması ise hatalıdır.3-Ödeme itiraz niteliğinde bir savunma aracıdır. Bu sebeple davacının banka hesap ekstresi getirtilmeden eksik inceleme ile karar verilmesi isabetsizdir.4-Son olarak davacının ücreti yabancı para cinsindendir. Bununla birlikte bilirkişi raporunda hangi tarihli kura göre Türk Lirasına çevrildiği anlaşılamamakta olup, buna ilişkin dayanak belge ya da bilgiler bulunmamaktadır. Bu noktada rapor denetime elverişsizdir. Kararın bu sebeple de bozulması gerekmiştir.SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 19.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.