Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 32464 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 20041 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Ankara 19. İş MahkemesiTARİHİ : 29/05/2014NUMARASI : 2013/656-2014/563Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili, iş sözleşmesinin geçerli sebep olmadan işverence feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, boşta geçen süre ücret ve diğer haklar ile işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminatın belirlenmesini istemiştir.Davalı vekili, iş sözleşmesinin haklı sebeple sona erdirildiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, 03.04.2013 tarihinde gereçekleştirilen organizasyonun büyük çapta gerçekleştirilen ilk organizasyon olduğu, bu büyüklükteki bir organizasyonun öncesinde yapılması gereken personel takviyesi ve benzeri hazırlıkların davalı yönetimince yapılmadığı, belirtilen organizasyonun düzenlenmesinde servis müdürü olan davacının yanında diğer üst düzey görevlilerin de sorumluluğunun bulunduğu, davacı dışındaki görevlilerin sorumluluklarını yerine getirdiğinin, ayrıca organizasyon esnasında oluşan aksaklıkların tamamının davacıdan kaynaklandığının davalı tarafça ispat edilemediği; davacı dışındaki sorumlularla ilgili herhangi bir disiplin işlemine de girişilmediği; yaşanılan aksaklıklar sebebiyle davacının haksız çıkar elde ettiğine yönelik bir iddianın da bulunmadığı; davalı şahidi E..A.. A..'unda beyan ettiği üzere öncesinde elli, altmış kişilik organizasyonlardan sorumlu olan davacının üçyüz kişilik organizasyondaki aksaklıklardan dolayı sorumlu tutulmasının iyiniyet kuralları ile de bağdaşmadığı sebepleriyle iş sözleşmesinin feshinin haklı ve geçerli sebeplere dayanmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Taraflar arasında iş sözleşmesinin feshinin geçerli sebebe dayanıp dayanmadığı uyuşmazlık konusu olup, kanuni dayanak 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. ve devamı maddeleridir.4857 sayılı Kanun’un 18. maddesine göre otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.4857 sayılı Kanun’un 18. maddesi bakımından işçinin davranışlarından kaynaklanan sebepler, işçinin aynı Kanun'un 25/11. maddesinde öngörülen sebepler niteliğinde ve ağırlığında olmayan, işyerinde işin görülmesini önemli ölçüde olumsuz etkileyen, sözleşmeye aykırı davranışlarıdır. İşçinin davranışı ancak işyerinde olumsuzluklara yol açması halinde geçerli sebep olabilir. İşçinin sosyal açıdan olumsuz bir davranışı, toplumsal ve etik açıdan onaylanmayacak bir tutumu işyerinde üretim ve iş ilişkisi sürecine herhangi bir olumsuz etki yapmıyorsa geçerli sebep sayılamaz.4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin ikinci fıkrasına göre feshin geçerli sebebe dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür.Dosya içeriğinden, davacının, davalıya ait işyerinde 01.04.2006 -11.04.2013 tarihleri arasında yiyecek içecek ziyafet servis müdürü olarak çalıştığı, iş sözleşmesinin 11.04.2013 tarihli fesih bildirimi ile özetle,“.... 03.04.2013 tarihinde otel bünyesinde yapılan maç yayını onganizasyonu ile ilgili olarak, organizasyon öncesi organizasyonda görev alacak personel ile organizasyonun kurallara uygun ve başarılı sonuçlanması için görev, yetki, sorumluluk ve prosedürün belirlenmesi için toplantı yapmadığı, organizasyon esnasında mesai saati dışında maçı izlemeye gelen departman çalışanını önceden bilgi vermeden, üniformasını dahi giymeden yetkilendirdiği, zaman zaman kasada görevlendirdiği, organizasyona ilişkin basılan bir adedi nakit 25,00 TL. yerine geçen maç çeklerine ilişkin, denetim görevini yerine getirmediği, işletme çalışanlarının belirli bir bölümüne açılması gereken "ödenmez ve ağırlama çeklerinin" yönetimin belirlemiş olduğu yetkili kişiler için kullanılması, ilgili çeklerin kullanılması halinde servis anında imza alınması, süresinde gerekli departmana teslim edilmesi gerekirken, ilgili prosedürün yerine getirilmesini sağlamadığı, organizasyonda kullanılan maç çeklerine ilişkin verilen içeceklerin organizasyon sırasında kaydının tutulmadığı, adisyon, fış kullanılmadığı, kullanılan çekler karşılığında hangi içeceklerin servis edildiğinin belirlenemediği, bu hususu şahsi inisiyatifi ile gerekli bulmadığı, organizasyon sırasında maç çekleri karşılığı nakit olarak servis edilen içeceklerin tespit edilmediği, adisyon, fiş kullanılmadığı, bedellerinin belirlenemediği, bu hususu şahsi inisiyatifi ile gerekli bulmadığı, organizasyon sırasında yiyecek departmanına sipariş verilerek, servis edilen bir kısım yemeklerin bedelinin karşılığının bulunmadığı, organizasyon bitiminde, şahsi yetkisini kullanarak adisyon açtırmadığı halde, organizasyonda çalışan personel ile toplantı yapmadığı, üzerlerinde nakit para bulunup bulunmadığını, organizasyona ilişkin prosedüre ilişkin bir aksaklık olup olmadığını denetlemediği, organizasyon sonunda, kasa sayımında elde edilen 4.731,00 TL.'nin maç biletlerine, nakit içki satışına, yiyecek satışına ayrımını yapamadığı, bu hesabın ayrıntısına ilişkin fiş, adisyon, tutanak veya her ne ad altında olursa olsun hiçbir belgenin bulunmadığı, satılan maç biletlerinin miktarını hesaplayıp bulunan 4.500,00 TL'yi düştükten sonra kalan 231,00 TL. 'yi tamamen kendi inisiyatifi ile köfte ve içkiye mahsuben belgelediği, tutulan belgelerin gerçeğe uygun olmadığı, organizasyon ertesinde, organizasyona ilişkin olumsuzlukların tespitinin tarafına iletilmesine rağmen, konuya ilişkin departman yöneticisi olarak hiçbir inceleme, araştırma yapmadığı, hizmet sözleşmesi, İş Kanunu ve Borçlar Kanunu gereği görevi olduğu halde ilgili organizasyonda, belirtilen görevlerini yerine getirmediği sebepleriyle 4857 sayılı Kanun'un 25. maddesinin 2. fıkrasının e. bendince feshedildiği,” davacının savunmasında özetle, olay günü kasiyer görevlendirilmesini istediği ancak görevlendirilmediğini, muhasebeden görevli verilmediği için kasa görevini Ercan'a verdiğini,toplantı yaparak barmene fişsiz içecek verilmemesini tembih ettiğini,diğer arkadaşlara da fış karşılığı ücretsiz verilecek içki için biletin yarısını koparıp barmene verilerek içkinin alınmasını diğer yarısında misafirde kontrol amaçlı bırakılmasını söylediğini, nakit yapılan satışlarda genel kural olan adisyonun açılmasının yoğunluktan ve zaman darlığından dolayı mümkün görülmediğinden böyle bir uygulamayı yaptırmadığını, diğer eksikliklerle ilgili bir talimatı olmadığını, gece sonunda Ercan'ın yaptığı hesaba göre bilet satışı haricinde 231,00 TL'nin olduğu, bu parayı içki daha ağırlıklı olarak yiyecek ve içeceğe paylaştırmasını söylediğini, organizasyonda nakit yapılan içki satış miktarını tahmini olarak hesaplayıp o şekilde adisyon açtığını, gecenin sonunda garsonlara ve çalışanlara üzerinizde satışla ilgili nakit varsa kasaya teslim edin şeklinde bir uyarı yapmadığını, garsonların nakit ödeme ile ilgili herhangi bir art niyetleri olmuşsa bunu göremeyeceğini, organizasyonun ertesi gün oluşan olumsuzluklara ilişkin orgnizasyonda görev alanlarla herhangi bir görüşme yapmadığını, savunma istemediğini, konu ile ilgili görevde ihmal veya denetleme görevinde bir eksiklik olduğunu düşünmediğini, işyeri çalışanlarının içtikleri içecekle ilgili herhangi bir talimat vermediğini, bu kişilere dair tutulan listenin prosedürlere uygun olduğunu belirterek, suçlamaları kabul etmediği anlaşılmaktadır.Somut olayda, davacının feshe konu organizasyon sırasında, nakit satışlarda adisyon kesilmesini istemediği, iş bitiminde personelle bu konuda toplantı yapmadığı, otel personelinden organizasyona katılanlara ilgili prosedürü işletmediği dolayısıyla denetim görevini eksik yerine getirdiği anlaşılmakta olup, işyerinde bu büyüklükte organizasyonun ilk defa yapılması ve istenilmesine rağmen muhasebe bölümünden eleman temin edilmemesi de dikkate alındığında, bu olumsuz davranışlarının 4857 sayılı Kanun'un 25/11. maddesinde öngörülen sebepler niteliğinde ve ağırlığında olmasada, işyerinde işin görülmesini önemli ölçüde olumsuz etkileyen, sözleşmeye aykırı davranışlar niteliğinde olduğu ortadadır. Hal böyle olunca, iş sözleşmesinin geçerli sebeple feshi şartlarının oluştuğu gözetilmeden davanın reddi yerine kabulüne yönelik yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirir.Belirtilen sebeplerle, 4857 sayılı Kanun'un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.HÜKÜM : Yukarıda belirtilen sebeplerle;1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,2-Davanın REDDİNE,3-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, 4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 120,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.500,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,6-Peşin alman temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, kesin olarak 19.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.