MAHKEMESİ : İstanbul 8. İş MahkemesiTARİHİ : 19/04/2013NUMARASI : 2011/839-2013/372Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı İsteminin Özeti:Davacı, davalıya ait işyerinde 04/07/2006-27/03/2008 tarihleri arasında çalıştığını, fazla çalışma, ulusal bayram genel tatil ücretleri ile prim alacaklarının ödenmemesi sebebi ile iş sözleşmesin haklı sebebe dayalı feshettiğini savunarak, kıdem tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının tahsilini istemiştir.Davalı Cevabının Özeti: Davalı vekili, istifa ederek iş sözleşmesini sonlandıran davacı işçinin kıdem tazminatına hak kazanmadığını, müvekkiline ait işyerinde fazla çalışma yapılmadığını, davacının hak kazandığı işçilik alacaklarının eksiksiz ödendiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının iş sözleşmesini fesihte haksız olduğu, fazla mesai ve ulusal bayram genel tatil günlerinde çalışma iddiasının tanık beyanları ile ispatlandığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Temyiz:Kararı davacı ve davalı taraflar temyiz etmiştir.Gerekçe:1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.2-Davacının temyiz itirazları yönünden; işçinin ödenmeyen işçilik hakları sebebiyle iş sözleşmesini haklı olarak feshedip feshetmediği konusu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.4857 sayılı İş Kanunu'nun 24. maddesinin (II) numaralı bendinin (e) alt bendinde işveren tarafından işçinin ücreti kanun hükümleri veya sözleşme şartlarına uygun olarak hesap edilmemesi veya ödenmesinin, işçiye sözleşmeyi haklı sebeple feshetme hakkı vereceği kabul edilmiştir. İlgili düzenlemede sözü edilen ücret, geniş anlamda ücret olarak değerlendirilmelidir. İkramiye, prim, yakacak yardımı, giyecek yardımı, fazla mesai, hafta tatili, genel tatil gibi alacakların ödenmemesi durumunda da işçinin haklı fesih imkânı bulunmaktadır.İstifa belgesindeki ifadenin genel bir içerik taşıması durumunda, işçinin dava dilekçesinde somut sebepleri belirtmesinde hukuka aykırı bir yön bulunmamaktadır. Bu halde de istifanın ardındaki gerçek durum araştırılmalıdır.Somut uyuşmazlıkta, davacı tarafından el yazısı ile düzenlenen 04.07.2010 tarihli istifa dilekçesinde davacının genel ifadeler ile işten ayrıldığını bildirdiği fesih sebebine ilişkin açıklama yapmadığı görülmektedir. Dava dilekçesinde ise fazla çalışma ve ulusal bayram genel tatil günleri ücret alacaklarının ödenmemesi sebebi ile iş sözleşmesinin haklı sebeple feshedildiği açıklanmıştır.İşveren tarafından ibraz edilen Haziran ayı ücret bordrosu içeri ile fesih tarihi itibari ile davacının hak kazandığı 404 saatlik fazla çalışma ücret alacağının ödenmediği, ödemenin fesihten sonra 27.07.2011 tarihinde yapıldığı sabittir. Bu durumda işçi tarafından gerçekleştirilen feshin haklı sebebe dayandığı anlaşılmaktadır. Saptanan bu durum karşısında ve yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulduğunda, kıdem tazminatı istemi yönünden davanın kabulü gerekirken reddine karar verilmesi isabetsizdir.3-Davalının temyiz itirazları yönünden ise; davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı, ulusal bayram genel tatil günlerinde çalışıp çalışmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. Fazla çalışma yaptığını, ulusal bayram genel tatil günlerinde çalıştığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Bu çalışmaların ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla mesai ve ulusal bayram genel tatil günlerinde çalışma iddasının yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır. İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma, ulusal bayram genel tatil ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.Somut olayda, davacı tanıklarının, işçinin A. M.. mağazasında 2006-2008 yılları arasında gerçekleşen çalışma dönemine ilişkin bilgileri bulunmadığı dikkate alınmaksızın tüm çalışma süresi boyunca haftada 6 saat fazla çalışma yapıldığı yönündeki mahkeme kabulü isabetsizdir.Öte yandan; davacı tarafça delil olarak ibraz edilen personel Shift listeleri ve işçi tarafından işverene gönderilen 12.07.2011 tarihli ihtarname içeriği ile davacının 11.08.2008-02.01.2011 tarihleri arasındaki dönemde toplam 404 saat fazla çalışma yaptığını ileri sürdüğü görülmektedir. 11.08.2008-02.01.2011 tarihleri arasındaki dönem için davacı tarafça ibraz edilen bu deliller yerine şahitlerin genel anlatımları ile belirlenen haftalık çalışma süresine itibar edilerek hesaplama yapılması da hatalıdır. Ayrıca; davacı dava dilekçesinde işyerinde 30 Ağustos ve 1 Mayıs günlerinde çalıştırıldığını ileri sürerek genel tatil ücret alacağı talep etmiştir. Mahkemece davacının tüm ulusal bayram genel tatil günlerinde çalıştığı kabul edilerek hüküm kurulması, taleple bağlılık kuralına aykırı olup bu husus ayrı bir bozma sebebi olarak kabul edilmiştir.SONUÇ : Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 18.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.