Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 31557 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 29128 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Kayseri 3. İş MahkemesiTARİHİ : 27/06/2014NUMARASI : 2014/414-2014/374Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı İsteminin Özeti:Davacı vekili, davalı işçinin şirketten ayrıldıktan sonra aynı iş kolunda faaliyet gösteren başka bir firmada çalışmaya başladığını, iş sözleşmesinin sona ermesinden sonra rekabet yasağı ve gizlilik sözleşmesine aykırı hareket ettiğini, Türk Ticaret Kanunu ve 4857 sayılı İş Kanunu'nun ilgili hükümlerini ihlal ettiğini, haksız rekabet ve sır saklama yükümlülüğünü ihlal etmesi sebebi ile 30.000,00 TL tazminatın tahsilini istemiştir.Davalı Cevabının Özeti:Davalı tarafça davaya ilişkin cevap dilekçesi sunulmamıştır. Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece davacı tarafın iddia ettiği eylemlerin iş ilişkisinin devamı sırasında gerçekleşmediği, işçi işveren ilişkisi bulunmayan taraflar arasındaki dava konusunun iş mahkemesinin görev alanına girmemesi sebebi ile davanın görev yönünden reddi ile karar kesinleştiğinde dosyanın yetkili ve görevli nöbetçi Asliye hukuk mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Temyiz:Kararı davacı vekili temyiz etmiştir. Gerekçe:Uyuşmazlık, taraflar arasındaki ilişkinin 4857 sayılı Kanun'u kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği ve bu bağlamda iş mahkemesinin görevi noktasında toplanmaktadır.5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 1.maddesi ve Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nun 29.06.1960 tarihli 1960/13 ve 1960/15 sayılı kararında; İş Mahkemelerinin, işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında “iş akdinden doğan” veya “iş kanuna dayanan” her türlü hak iddialarından doğan hukuki uyuşmazlıkların bu mahkemelerde çözümleneceği açıklanmıştır.O halde, 1950 yılında yürürlüğe giren 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu uyarınca; bir uyuşmazlığın iş mahkemelerinde görülebilmesi için, işçi sayılan kişilerle işveren arasında iş sözleşmesinden doğan veya iş kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuki uyuşmazlığın bulunması gerekir. Rekabet etmeme borcu ise işçinin öteki borçları gibi her iş sözleşmesi için söz konusu olan borçlardan değildir. İş sözleşmesinin devamı süresince işçinin işverenle rekabet etmemesi sadakat borcu içinde yer alan bir yükümlülüktür. Buna karşılık, taraflar iş ilişkisi devam ederken sözleşmenin bitiminden sonra işçinin rekabet etmeyeceğine ilişkin bir hükmün iş sözleşmesine konulmasını veya bu konuda ayrı bir sözleşme (rekabet yasağı sözleşmesi) yapılmasını kararlaştırabilirler. İş sözleşmesi sona erdikten sonra işçinin işverenle rekabet etmeme borcu ancak böyle bir yükümlülük sözleşme ile kararlaştırıldığı takdirde söz konusu olmaktadır.Bu noktada, iş görme ve sadakat borçları ile rekabet etmeme borcu (rekabet yasağı) arasındaki ayrıma değinilmesinde yarar bulunmaktadır:İş görme ve sadakat borçları, açıkça kararlaştırılmasa bile her iş sözleşmesinde vardır. Rekabet etmeme borcu ise, ancak iş sözleşmesi taraflarının açıkça kararlaştırmaları halinde ortaya çıkar.Bundan başka, iş görme ve sadakat borçlarının yerine getirilmesi sadece sözleşmenin yürürlüğü sırasında söz konusudur. Buna karşılık Borçlar Kanunu'nda düzenlenmiş olan rekabet etmeme borcu ise iş sözleşmesinden sonraki süre içinde yerine getirilir. Rekabet etmeme yükümüne ilişkin sözleşmenin yazılı şekilde yapılması, iş ve süre ile sınırlandırılmış olması, işçinin ekonomik geleceğini hakkaniyete aykırı olarak tehlikeye sokmaması ve işçinin reşit olması gerekir.13.01.2011 tarihli 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu 4/1 ve c maddelerinde “…Tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; …(c.) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun …rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447,…maddelerinde;…öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır” hükmü bulunmaktadır. Yukarıdaki ayrıntılı açıklamalar göstermektedir ki, iş sözleşmesinin devamı sırasında işçinin sadakat borcundan kaynaklanan rekabet etmeme yasağına aykırılık halinde, bu tür davalara bakmakla görevli mahkeme iş mahkemesidir. İş sözleşmesinin sona ermesinden sonra rekabet yasağına aykırı hareket edilmesi halinde ise, buna dayalı olarak açılacak davalar, dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı yeni Türk Ticaret Kanunu'nun 4/1-c. maddesinin açık hükmü karşısında tarafların sıfatına bakılmaksızın mutlak ticari davalardan olmakla, bu tür davaların ticaret mahkemesinde incelenip karara bağlanması gerekir.Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2013/ 12-412 esas, 2013/1708 karar sayılı 25.12.2013 Tarihli Kararında "Gerek davalı işçi ile davacı arasında imzalanan rekabet yasağı sözleşmesinin kapsamı, gerek davalının davacıya ait işyerinden sözleşmesi feshedilerek ayrılmış olması, gerekse de davacının istemi ile davanın açıklanan özelliğine göre; davalının rekabet yasağını ihlal eden davranışının açık biçimde iş akdinin sona ermesinden sonraki döneme ilişkin bulunduğu; bu davranışın, hizmet akdinin sona ermesinden sonra gerçekleşen rekabet yasağına aykırılığı düzenleyen, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 444 ve 447 maddeleri (mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 348.maddesi) kapsamında değerlendirilmesi gerektiği açıktır.Bu kapsamda yer alan uyuşmazlıklara ilişkin davaların ise, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu 4/1-c. (mülga 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1-3.) maddesi gereğince mutlak ticari dava niteliği taşıdığında duraksama bulunmamaktadır. Mutlak ticari davaların görülme yeri ise, açık biçimde ticaret mahkemeleridir. " şeklinde karar verilmiştir. Somut olayda davacının iş sözleşmesinin sona ermesinden sonra rekabet yasağına aykırı hareket edilmesi nedeni ile tazminat talep edilmektedir. Yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere, somut durumda görevli mahkeme Ticaret Mahkemesidir. Görev hususu, dava şartı olduğundan, mahkemece yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilmesi gerekir. Bu anlamda ticaret mahkemesi görevli iken, mahkemece asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğuna karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.Sonuç:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 13.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.