MAHKEMESİ : Kırıkkale 1. İş MahkemesiTARİHİ : 14/05/2013NUMARASI : 2011/52-2013/230Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı kurum, davalı işçinin izinsiz ve mazeretsiz olarak iş yerine gelmediğinden iş sözleşmesine son verilmiş olmasına rağmen icra takip dosyası ile belediye aleyhine takip başlattığını ve belediye tarafından itiraz edilmemesi üzerine icra takibinin kesinleştiğini, davalının takip konusu yaptığı ihbar ve kıdem tazminatının iş sözleşmesine haklı sebeple son verilmesi sebebiyle hiç ödenmemesi gerektiğini, diğer işçilik alacaklarının ise nasıl hesaplandığının, hangi döneme ait olduğunun belli olmadığını, davalının aldığı paranın iade etmesinin gerektiğini ileri sürerek icra takibine konu alacak miktarı kadar davalıya borçlu bulunulmadığının tespiti ve davacı kurumun ödemek zorunda kaldığı alacak miktarı ve fer’ilerinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı, davacı belediyenin borca itiraz etmemesinin davalının iş sözleşmesinin davacı tarafından haklı sebep bulunmaksızın feshedildiğinin delili olduğunu, fiilen ödeme yapıldıktan sonra zamanaşımı ileri sürülemeyeceğini, davacının diğer alacaklara da itiraz etmemesinin çalışma olgusunu kabul ettiği anlamını taşıdığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştirKarar, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içeriğine göre davacı işçi ile davalı işveren arasında ilave tediye alacağı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır. İlave tediye alacağının kapsamı, yararlanacaklar, yararlanma şartları, miktarı ve ödeme zamanı 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması Hakkındaki Kanun ile düzenlenmiştir. Kanunun 1 inci maddesinde, Devlet ve ona bağlı kurumların hangileri olduğu, ayrıca yararlanacak kişiler açıkça belirtilmiştir. Buna göre; A. İşveren kapsamı yönünden Devlete ve ona bağlı olmak üzere,1.Genel, katma ve özel bütçeli daireler,2.Sermayesi değişen kurumlar,3.Sermayesinin yarısından fazlası Devlete ait olan şirket ve kurumlar ve bunlara bağlı kuruluşlar,4.Belediyeler ve belediyelere bağlı kuruluşlar, 5.3460 ve 3659 sayılı Kanun kapsamına giren, sermayesinin tamamı Devlete ait olan veya bu sermeye ile kurulan iktisadi Devlet kuruluşları,3460 sayılı Kanun bugün itibari ile yürürlükte olan bir kanun değildir. 3659 sayılı Kanun ise, banka ve Devlet kurumlarında çalışan memurların aylıkları ile ilgili düzenleme getirmiş ve halen yürürlüktedir. Bu Kanunun 1. maddesinde, kapsama dahil kurumlar daha ayrıntılı açıklanmıştır. Yukarıda belirtilen kurumlarca, sermayesinin yarısından fazlasına iştirak suretiyle kurulan kuruluşlar ve bunların aynı nispette iştirakleriyle vücut bulan kurumlar, ticaret ve sanayi odaları ve borsalar veya satın alınıp belediyelere bağlanan müesseseler de Kanun kapsamına alınmıştır. Keza 5018 sayılı Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Kanununda, merkezi yönetim kapsamındaki kamu idareleri, sosyal güvenlik kurumları ve mahalli idarelerden oluşan genel yönetim kapsamındaki kamu idareleri ekli cetvellerde sayılmıştır. Bu cetvellerde Genel Bütçe Kapsamındaki Kamu idareleri, Özel Bütçeli İdareler, Düzenleyici ve Denetleyici Kurumlar ve Sosyal Güvenlik Kurumlarında çalışanların kanun kapsamında olduğunun kabulü gerekir. Sonuç itibari ile kapsam bakımından, Devlet tarafından yasa ve yasanın verdiği yetki ile idari işlemle kurulan ve kamusal yetki ve ayrıcalıklardan yararlanan kamu tüzel kişilikleri ve bunlara bağlı kuruşlarda iş sözleşmesi ile çalışanlara uygulanacağı görülmektedir.B. İşçi yönünden kapsama gelince:İş Kanunu kapsamına girsin girmesin, yukarda belirtilen Devlet ve ona bağlı kurumlarda İş Kanununun 1. maddesindeki tanıma göre, işçi sayılan herkes bu alacaktan yararlanacaktır. Kanun, 4857 ve 1475 sayılı İş Kanunundan önceki İş Kanununa atıfta bulunmuştur. 4857 sayılı İş Kanunu işçi tanımına 2. maddesinde yer vermiştir. Buna göre “bir iş sözleşmesine dayanarak çalışan gerçek kişiye işçi” denir. O halde bir iş sözleşmesine dayanarak, yukarda belirtilen kurumlarda çalışan her işçiye ilave tediye ödemesinin yapılması gerekir. C. Ödenecek ücret yönünde kapsam:Maddenin son cümlesinde, yukarda belirtilen işyerlerinde çalışan işçilere ücret sistemleri ne olursa olsun her yıl için birer aylık ücret tutarında ilave tediye ücreti ödeneceği belirtilmiştir. Somut olayda, davalı kurum 6772 sayılı yasa gereğince çalışan işçilerine ilave tediye ödemesi yapmakla yükümlü olup, hükme esas alınan bilirkişi raporunda ilave tediye ücreti hesaplanarak aylık giydirilmiş ücrete eklenmiş ve bu şekilde tazminatlar hakkında hesaplama yapılmış, ancak ayrıca ilave tediye ücreti konusunda tespit yapılmamıştır. Halbuki, söz konusu kanun gereği davacı ilave tediye alacağına hak kazanmış ve icra takibinde ilave tediye ücreti talebinde de bulunmuştur. Mahkemece, davacının ilave tediyeye hak kazanma tarihlerine göre dönemsel ücret esas alınarak ilave tediye ücreti hesaplanmalı ve imzalı ücret bordrolarında ödeme varsa düşülerek sonuca gidilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 13.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.