Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 30353 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 17282 - Esas Yıl 2014





Y A R G I T A Y İ L A M IMAHKEMESİ : Salihli 1. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 11/04/2014NUMARASI : 2013/658-2014/331DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, fazla mesai ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı, iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haksız olarak feshedildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının tahsilini istemiştir.Davalı, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Taraflar arasında iş sözleşmesinin ne şekilde feshedildiği konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır. Davacı, işveren tarafından iş sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğini iddia etmiş, davalı işveren ise davacınin kendisinin işten ayrıldığını savunmuştur. Mahkemece, davalı işverenin, davacının müşterilere ters davranması ve hakaret etmesi sebebi ile işten çıkardığını ifade ettiği, ancak bu konuda davacının yazılı savunmasının dahi alınmadığı, davacının savunmasının alınmasından sonra uyarma, aylıktan kesme gibi daha hafif yaptırımlar uygulanabilecekken, böyle bir gerekçe ile işten çıkartılmasının feshin son çare olması ilkesine de aykırı olduğu, davalı tarafından davacı hakkında hırsızlık suçlaması ile savcılığa yapılan şikayet dosyasında takipsizlik kararı verildiği gerekçesiyle davacının işten çıkarılması konusunda davalı işverenin haklı sebebe dayandığının ispatlanamadığı değerlendirilerek davacının kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin kabulüne karar verilmiştir.Somut olayda davacı tarafın iş sözleşmesinin feshine yönelik yazılı bir fesih bildirimi bulunmayıp, davacı şahitlerinden olan davacının kızı, davacının psikolojik baskı sebebiyle işten ayrılmak zorunda kaldığını, diğer davacı şahitleri ise, iş sözleşmesinin nasıl sona erdiğini bilmediklerini beyan etmişlerdir. Davalı şahitlerinin bir kısmı ise, davacının işi bıraktığını söylediğini ifade etmişlerdir. Dosya kapsamında mevut olan davacının, Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 2008/7322 karar sayılı soruşturma dosyasında alınan 14.11.2008 tarihli ifadesinde aynen; “...Bu işyerinde dört yıl kadar çalıştım. Şuanda işi 2008 Mayıs ayında bıraktım.... Ben işten çıkarken işyerini çalıştıran şahsın babası olan İ. B.'a işten çıkıyorum, borcum alacağım var mı diye sordum oda bana borcun yoktur ..” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür. Davacı ile taraf tanık beyanlarından ve tüm dosya kapsamından iş sözleşmesinin davacı tarafından eylemli olarak sona erdirildiği anlaşılmaktadır.Her ne kadar işveren iş sözleşmesinin haklı ve geçerli sebeple feshedildiğini ispatlamakla yükümlü ise de; işveren, davacının kendisinin işten ayrıldığını savunmuştur. Bu durumda davacı işçi öncelikle iş sözleşmesinin işveren tarafından feshedildiğini ispatlamak durumundadır. Dosyada işverenin iddia edildiği gibi iş sözleşmesini feshettiğine dair somut hiçbir delil olmadığından eylemli duruma göre de davacının iş sözleşmesini sona erdirdiği ve bu şekilde işi sona erdirmesinin haklı bir sebebe dayandığını ispat edemediğinin dosya kapsamından anlaşılmasına göre, haklı bir sebep olmadan iş sözleşmesini fesheden davacı işçinin kıdem ve ihbar tazminatı isteklerinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile kıdem ve ihbar tazminatı isteklerinin hüküm altına alınması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 05.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.