Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 30115 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 17284 - Esas Yıl 2014





DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı ve ücret alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.Hüküm süresi içinde davalılar avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili, müvekkili davacının 11.08.2009 tarihinden itibaren ........ bünyesinde .......Ltd. Şti. tarafından görevlendirildiğini, iş sözleşmesinin feshedildiği 20.04.2012 tarihine kadar davalı bankanın çeşitli birimlerinde aralıksız çalıştığını, verilen görevleri eksiksiz ve yüksek performansla yerine getirildiği halde iş sözleşmesinin müdür ..... tarafından elektronik posta ile 4857 sayılı İş Kanunu'nun 17. maddesi uyarınca feshedildiğini, ihtarlarına rağmen kıdem ve ihbar tazminatının ödenmediğini, net maaşının 1.250,00 TL olduğunu, yirmi günlük son ücret alacağının da ödenmediğini belirterek kıdem ve ihbar tazminatı ile ücret alacağının davalıdan tahsilini talep etmiştir.Davalı ........ Ltd. Şti. vekili, müvekkili şirket ile davalı banka arasında 04.05.2009 tarihinde imzalanan hizmet sözleşmesi gereği davacının iş sözleşmesinin ...... Bankası talimatı üzerine 20.04.2012 tarihinde feshedildiğini, müvekkili firmanın diğer davalı bankanın talimatları ile bağlı olduğunu, bankanın asıl işi olan kredi işlemleriyle ilgili bir organizasyon, uzmanlık ve hukuksal bağımsızlıkları olmadığını aralarındaki ilişkinin eleman temini olduğunu, bu nedenle davacının sadece ...... Bankasının elemanı olması nedeni ile hiçbir sorumluluklarının olmadığını, davacının son zamanlarda görevleri konusunda yetersizlikler gösterdiğini, son olarak 17 Nisan 2012 tarihinde yüksek sesle amirlerine "geri zekalılar, salaklar " şeklinde bağırarak hakarette bulunduğunu, verilen görevleri yapmadığını, davacının çalışmalarının tetkik edildiğini ve müşterilere de nezaketsiz davranış gösterdiğini, iş sözleşmesinin müdür tarafından elektronik posta ile feshedildiğini belirterek davanın reddini istemiştir.Davalı ........ vekili, davacının diğer davalı şirketin işçisi olduğunu ve müvekkil bankanın hiçbir sorumluluğunun bulunmadığını, diğer davalı ile aralarındaki ilişkinin sözleşmeye dayalı olduğunu ve bu ilişkinin asıl işveren-alt işveren ilişkisi olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalının iş sözleşmesini fesihte haksız olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Kararı davalılar temyiz etmiştir.Uyuşmazlık iş sözleşmesinin işveren tarafından feshinin haklı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.4857 sayılı İş Kanunu'nun 25. maddesinin II. bendinde, ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller sıralanmış ve belirtilen durumlar ile benzerlerinin varlığında işverenin haklı fesih imkanının olduğu açıklanmıştır. Yine aynı maddenin II. bendinin (d) alt bendinde, işçinin işverene yahut onun ailesi üyelerinden birine yahut işverenin başka işçisine sataşması işverene haklı fesih imkanı verdiği ifade edilmiştir. Görüldüğü üzere kanundaki haller sınırlı sayıda olmayıp, genel olarak işçinin sadakat borcuna aykırılık oluşturan söz ve davranışları işverene fesih imkanı tanımaktadır. Yasaya göre sataşma, sadakat borcuna aykırılığın özel bir hali olarak kabul edilmektedir. Sataşma söz veya fiili tecavüz anlamına gelen bir harekettir.Dosya kapsamına göre davacı hakkında yöneticilerinin arkasından “geri zekalılar, salaklar” şeklinde sözler söylediği yönünde tutanak tutulduğu, davalı tutanak tanıklarının tutanak içeriğini doğruladıkları anlaşılmaktadır. Tüm dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler, tanık beyanları dikkate alındığında; mahkemece gerekçede belirtildiği üzere davacının fesih bildirimine konu hakaret niteliğindeki eylemlerini davalı işveren yetkililerine karşı gerçekleştirdiği açıktır. Bu davranışları fesih için haklı neden teşkil etmektedir. Mevcut olgulara göre, kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddi gerekirken mahkemece yazılı şekilde karar verilmiş olması hatalıdır.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 04.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.