Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 30025 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 17407 - Esas Yıl 2014





Y A R G I T A Y İ L A M IMAHKEMESİ : Ulukışla Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 27/03/2014NUMARASI : 2011/179-2014/49DAVA : Davacı, ikramiye ve izin ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.Hüküm süresi içinde davacı ve davalılar avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı İsteminin Özeti:Davacı, davalı Y. Belediye Başkanlığında işçi olarak çalışmakta iken 6111 sayılı Kanun kapsamında diğer davalı kuruma nakledildiğini, Y. Belediyesinin de 31.03.2014 tarihinde kapanarak İl Özel İdaresine devredildiğini ileri sürerek, Y. Belediyesine bağlı olarak 2002-2011 yılları arasındaki çalışması sebebi ile hak ettiği izin ve ikramiye alacaklarının tespitine karar verilmesini istemiştir.Davalı Cevabının Özeti:Davalı Y. Belediyesinin devredilmesi üzerine davaya dahil edilen davalı N. İl Özel İdaresi, davacının somut davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Davalı Bakanlık, iznin feshe bağlı bir alacak olduğunu ve davacının çalışmaya devam ettiğini, 6111 sayılı Kanun'un 166/son maddesi gereğince de ikramiye alacağından sorumlu tutulamayacağını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, tespiti istenen alacaklar bakımından toplu iş sözleşmesinin uygulanması da talep edildiğinden davacının tespit davası açmakta hukuki yararı bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Temyiz:Kararı taraflar temyiz etmiştir. Gerekçe:Taraflar arasındaki uyuşmazlık, dava konusu alacaklar bakımından tespit davası açılıp açılamayacağı noktasında toplanmaktadır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 106. maddesinde tespit davası yoluyla, mahkemeden, bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığının ya da yokluğunun yahut bir belgenin sahte olup olmadığının belirlenmesinin talep edilebileceği, tespit davası açanın, kanunlarda belirtilen istisnai durumlar dışında, bu davayı açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir yararı bulunması gerektiği ve maddi vakıaların, tek başlarına tespit davasının konusunu oluşturamayacağı hususları düzenlenmiştir. Tespit davasında, sadece tespit hükmü verilebilir. Tespit davasında verilen karar ile hukuki ilişkinin varlığı veya yokluğu kesin olarak tespit edilir, Diğer bir anlatım ile davalının varlığını inkar ettiği ilişkinin var olduğu veya yokluğunu inkar ettiği hukuki ilişkinin yok olduğu hükme bağlanır. Bir tespit davasının kabule şayan olabilmesi için,kanunla belirtilen istisnalar dışında bu davanın konusunu oluşturan hukuki ilişkinin var olup olmadığının mahkemece hemen tespit edilmesinde davacının menfaatinin (güncel bir hukuki yararının) bulunması gerekir. İşte davacının hukuki ilişkinin derhal tespitinde menfaatinin (hukuki yararının) varlığı için öncelikle davacının bir hakkı veya hukuki durumu güncel (halihazır) ve ciddi bir tehditle karşı karşıya olması gerekir. Bu tehdit çoğunlukla davalının davranışları ile ortaya çıkar. Bu tehdidin davacı için bir tehlike oluşturabilmesi, bu tehdit nedeniyle, davacının hukuki durumunun tereddüt içinde olmasına ve bu hususun, davacıya zarar verebilecek nitelikte bulunmasına bağlıdır. Dava açılmasında hukuki yarar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 114. bir dava şartı olarak düzenlenmiştir. Somut olayda; davacı işçinin Y. Belediyesinde işçi olarak çalışmakta iken 6111 sayılı Kanunla norm fazlası olması sebebi ile davalı Bakanlık bünyesindeki bir işyerine nakledildiği ve Y. Belediyesinde geçen 2002-2011 yılları arasındaki çalışma dönemine ilişkin olarak hak ettiği izin ve ikramiye alacakları ile işlemiş faizlerinin tespitini talep ettiği anlaşılmaktadır. Tespit davasına konu edilen ikramiye ve izin alacakları bakımından; gerek ikramiye ödemesinin işverence imzalı bordro ya da banka kanalı ile ödendiğinin ispatlanması gerektiği ve gerekse yıllık izinlerin kullandırıldığının da işverence işçi imzasını içeren izin defteri ya da eşdeğer yazılı belge ile ispatlanması gerektiği ve bu belgeler var ise zaten açılacak eda davasındaki yargılamada sunulacağı, yok ise de daha sonradan düzenlenecek belgeye de işçi imzasız olmadan itibar edilemeyeceği hususları dikkate alındığında; davacının tespit talep etmesinde güncel bir hukuki yararının bulunmadığının kabulü gerekir. Ayrıca, mahkemece tespit hükmü ile yetinilmesi gerekirken, davadan sonra gerçekleşecek haklar için miktar belirtilerek tespit kararı verilmesi ve miktar olarak ikramiye ve yıllık ücretli izin alacağının ayrıca tespitine karar verilmesi de isabetsizdir. Belirtilen sebeplerle,davanın 6100 sayılı Kanun'un 114/1-h. ve 115/1-2. maddeleri gereğince usulden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.Sonuç:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 03.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.