Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 29675 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 32822 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :İş Mahkemesi DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, yıllık izin, fazla mesai ücreti, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece, bilirkişi raporundaki hesaplamalara göre davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 31.03.2015 tarihli ve 2014/11443 esas - 2015/12201 karar sayılı kararı ile '' ....davalı işyerinde ya da başka işyerlerinde emsal işçilere ödenen ücretler araştırılıp ilgili meslek odaları ve sendikalardan sorulmak sureti ile davacının ücretinin tespiti ve buna göre işçilik alacaklarının hesaplanması ile davacı tanıklarının söz konusu ihtilaflı dönemde işyerinde çalışan bordro tanığı olup olmadığının araştırılarak sonucuna göre davacının çalışma süresinin tespit edilmesi '' gerekçeleri ile bozulmasına karar verilmiştir.Mahkemece bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, “Ücret ihtilafı ile ilgili olarak davacı tarafından bildirilen meslek kuruluşlarına yazı yazıldığı ve cevap alındığı, davalı tarafça herhangi bir meslek kuruluşu bildirilmediği, hukuk yargılamasında tarafların hazırlaması ilkesi esas olduğu, tarafların bildirmediği delillerin araştırılması veya toplanmasının mümkün olmadığı, iddianın ispatlanıp ispatlanmadığının mevcut delillere göre değerlendirilmesi gerektiği, emsal ücret araştırmasının ancak meslek kuruluşlarından yapılmasının doğru olacağı, aynı işi yapan başka işyerlerinden araştırma yapılmasının mümkün olmadığı, her işyeri kendi özelliklerine göre ücret sistemi belirleyeceğinden dosyanın davalısı olan işverenin işyerine ilişkin beyanda bulunması mümkün olmadığı gibi her iki işyerinin özelliklerinin karşılaştırılmasının da mahkemece yapılmasının mümkün olmadığı ve bu ihtimalin benimsenmesi durumunda başka ihtilafların ortaya çıkacağı ve farklı tartışmalara sebep olunacağı, davacı tanıklarının, aynı işyerinde davacı ile birlikte çalışan kişiler olduklarını, bunlardan M.A.'nın işyerinde müdür olarak ,diğerinin ise garson olarak çalıştığını beyanla iddiayı doğrular şekilde ifade verdikleri, davalı tanığı M.B.'nin ise, hemen hemen hiçbir konuda bilgisi olmadığını beyan ettiği, davacı tanıklarının bordrolu olup olmadığının araştırılması gerektiğine dair bozma sebebinin sık rastlanan bir bozma sebebi olmadığı, genelde hizmet tespiti davalarında aranan bir özellik olduğu, kayıt dışı ekonominin varlığının tüm kesimlerce kabul edildiği ülkemizde işçilik alacaklarıyla ilgili olarak bordrolu tanık aranması bu davaların sonuçsuz kalmasına sebebiyet verebileceği, zaten aynı işyerinde çalışan tanık bulmakta zorlanan işçiden bir de bordrolu tanık bulmasının istenmesinin iddianın ispatını oldukça güçleştireceği, halen çalışmaya devam eden işçilerin tanıklık yapmak istememesi ve hatta menfaatlerinin etkilenecek olması nedeniyle tanıklıktan çekinme hakları olduğunun düşünülmesi durumunda davacı işçileri ne derece çaresiz bırakabileceğinin aşikar olduğu,kaldı ki, davacı tanıklarının Mahkeme huzurunda yemin ettikleri ve yalan tanıklıkla ilgili ceza hükümleri birlikte düşünüldüğünde salt bordrolu olmamaları nedeniyle beyanlarına itibar edilemeyeceğini söylemenin doğru olmadığı, ücretle ilgili toplanan delillerin iddianın ispatlandığını kabule yeterli olduğu, dinlenen davacı tanıklarının bordrolu olup olmadıkları belli olmamakla birlikte, bu hususta araştırma yapılması gerektiğine dair bozma gerekçesinin yerinde görülmediği” gerekçesi ile bozmaya karşı direnilmiştir. Direnme kararı süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiş olup, Dairemizin 6352 sayılı Kanun'un 40. maddesi ile eklenen 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun geçici ikinci maddesi uyarınca öncelikle inceleme yetkisi olduğu anlaşılmakla Mahkemece dayanılan gerekçelerin dosya kapsamına ve Dairemiz uygulamasına uygun düştüğü, bu sebeple direnmenin doğru olduğu anlaşıldığından, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun geçici ek ikinci maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 29.12.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.