MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, ikramiye, yıllık izin, fazla mesai, hatfa tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili, müvekkilinin davalıya ait işyerinde 31.04.1999-10.12.2005 tarihleri arasında müdür olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin davalı tarafından haklı bir neden olmaksızın feshedildiğini, çalıştığı süre içinde yıllık ücretli izinlerini kullanmadığını, hafta tatili ve genel tatillerde çalıştığını, çalıştığı süre içinde günlük çalışmasının 12-14 saat olduğunu, fazla çalışma ücretlerinin ödenmediğini belirterek, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai ücreti, yıllık izin ücreti, hafta tatili ücreti, dini ve milli bayramlarda çalışma ücreti ve ikramiye alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.Davalı vekili, kooperatifin yönetim kurulunun İstanbul'da olduğunu, site yönetimi ile ilgili tüm işlerin davacı tarafından yürütüldüğünü, kooperatifin Bodrum Sitesi Yönetim kasasından şüpheli imzası ve onayı olmadan hiç bir ödeme yapılmadığını, kooperatif denetçileri ve yönetim kurulu üyeleri tarafından kooperatif kayıtlarında yapılan inceleme sonucunda, akaryakıt sarfiyatlarına ilişkin giderlerin fahiş olduğu kanısına varıldığını, yakıtın kullanıldığı kooperatife ait 08.10.2004 tarihinde yeni alınan 2005 model Mitsubishi marka kamyonetin alındığı yetkili acentadan alınan bilgiye göre, aracın gittiği kilometre ve yaktığı yakıt hesabı yapıldığında kamyonet için alınan yakıtın %15 oranında fazlalık bulunduğunun tespit edildiğini, çalıştığı süre içinde kendi kusurundan dolayı davalıyı zarara uğratan davacının iş sözleşmesinin haklı olarak sonlandırıldığını, davacının yönetim kurulunun kendisine olan güvenini kötüye kullanarak, kooperatifi zarara uğrattığını ve gerçek dışı fatura tanzim ettirip bedellerini kooperatiften tahsil etmek suretiyle zimmetine para geçirdiğini, bu nedenle ihbar ve kıdem tazminatı istemlerinin yersiz olduğunu, fazla mesai, hafta tatili ve genel tatil çalışma ücretlerine ilişkin taleplerinin de dayanaksız olduğunu, çünkü müdürlük görevini yaptığı sürelerde tüm tatillerini kullandığını, fazla mesaiye kalmadığını, yaptığı işin de fazla çalışmayı gerektiren bir iş olmadığını, ücret alacaklarının da 5 yıllık zaman aşımına uğradığını, bazı yıllar ücretli izin kullanmamayı tercih ettiğinden, bu dönemlerle ilgili olarak izin bedellerinin nakden ödendiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Kararı davalı temyiz etmiştir....-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık, ceza davasının bekletici mesele yapılıp yapılmayacağı noktasında toplanmaktadır.Bir davadaki asıl sorun hakkında karar verilebilmesi için daha önce çözülmesi gereken bir sorunun başka bir mahkeme tarafından başka bir davada karara bağlanması gereken hallerde bekletici mesele söz konusu olur.Derdest olan bir davanın sonuçlanmasının başka bir davada bekletici sorun yapılabilmesi için bekletici mesele yapılacak davanın başka bir mahkemede görülmekte olması ve iki dava arasında bağlantı bulunması gerekir. Mevcut olup olmadığı diğer davada kesin olarak karara bağlanacak olan hukuki ilişkinin, kısmen veya tamamen bekletilerek davaya etkili olması başka bir ifadeyle diğer dava hakkında verilecek hükmün bekletilerek davada verilecek hükmü etkileyecek nitelikte olması gerekir.Davacı hakkında İstanbul .... Ağır Ceza Mahkemesinin 2007/171 esas 2012/28 karar sayılı dosyası ile zimmet suçuna yardım etmek suretiyle iştirak etmek suçundan dava açıldığı, verilen beraat kararının temyiz aşamasında olduğu ve henüz neticelenmediği anlaşılmaktadır. Sözkonusu ceza davası feshe konu eylemlerle ilgili olup, davacının kıdem ve ihbar tazminatı talebi açısından maddi olgunun açıklığa kavuşması için ceza davası bekletici mesele yapılmalıdır. Ceza davasının sonucu beklenmeden yazılı şekilde karar verilmiş olması hatalıdır.3-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı, hafta tatili ücretine hak kazanıp kazanmadığı konusunda da taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.Fazla çalışma ücreti alacağı yönünden; davacının iş yerinde işletme müdürü olarak çalıştığı, ücretinin buna göre belirlendiği, yaptığı işin niteliğine göre üst düzey yönetici olduğu, çalışma saatlerini, mesai düzenini kendisinin ayarlayabildiği delil durumundan anlaşıldığından, fazla mesai ücreti talebinin reddi gerekirken yazılı şekilde kabul edilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.4-Hafta tatili ücret alacağı yönüden ise; mahkemece hükme esas alınan hesap raporunda, tanık beyanlarına göre davacının hafta tatillerinde çalıştığı kabul edilerek hesaplama yapılmış ise de; davacı tanıklarının anlatımlarının birbiri ile çelişkili olduğu, dosyadaki diğer bilgi ve belgelere göre de davacının hafta tatillerinde çalıştığının tespit edilemediği anlaşılmakla tüm dosya kapsamına göre davacının hafta tatillerinde çalıştığı ispatlanamadığından reddine karar verilmesi gerekirken kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek olması halinde ilgiliye iadesine, 29.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.