MAHKEMESİ : İstanbul 6. İş MahkemesiTARİHİ : 08/04/2014NUMARASI : 2013/383-2014/180Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili, davalı kurum tarafından davalı işçi M.. S..'nun müracaatı ve şirket kayıtlarının incelenmesi üzerine 11.05.2011 tarih ve 23174 sayılı rapor düzenlendiğini, raporda müvekkil şirketin davalı işçiye kıdem, ihbar tazminatı ile yıllık ücretli izin alacağının ödenmesi gerektiğinin belirtildiğini, raporun hatalı olduğunu, davacının iş sözleşmesinin haklı sebeple feshedildiğini, kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanmadığını, davacıya yıllık ücretli izin alacağının da ödendiğini belirterek Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İstanbul Bölge Müdürlüğünce düzenlenen raporun iptali ile davalı işçiye iş sözleşmesinden doğan herhangi bir borcu olmadığının tespitini istemiştir.Davalı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı vekili, davacı şirketin raporun iptalini istemesinde hukuki yararı bulunmadığını, raporun icrai bir niteliği bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Davalı işçi, cevap dilekçesi sunmadığı gibi duruşmalara da katılmamıştır.Mahkemece, 18.06.2012 tarih 2011/653 esas, 2012/465 karar sayılı ilamı ile; gerek işçi gerekse Bölge Çalışma Müdürlüğü tarafından işçilik alacaklarının tahsili için işveren aleyhine açılmış bir dava olmadığı, ileride böyle bir davanın açılması halinde ise bu davaya konu olan iddiaların savunma olarak ileri sürülmesinin mümkün olduğu, bu aşamada dava açılmasında hukuki yarar bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, Dairemizin 02.07.2013 tarih 2012/25883 esas, 2013/16250 karar sayılı ilamı ile “Somut olayda, davacı işveren tarafından iş müfettişinin işçi alacaklarına dair tespitine yönelik raporun iptali istemiyle Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına karşı dava açılmış ise de, davalı kurumun davada taraf sıfatı bulunmamaktadır. İşçiye karşı açılan davada ise, işin esasına girilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir. Mahkemece dosya kapsamına uygun olmayan gerekçeyle davanın reddi hatalı olup, hükmün açıklanan sebeplerle bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.Mahkemece, bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş ancak bu kez de “davalı işçi tarafından Bakırköy 26. İş Mahkemesinin 2013/382 esasında işçilik alacaklarının tahsili için dava açıldığı, bu davada Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Bölge Müfettişi raporunun ve davacı işverenliğin savunması ile delillerinin değerlendirilmesi mümkün olduğundan bu aşamada davacı işverenliğin davalı işçi aleyhine açmış olduğu bu davada hukuki yarar bulunmadığından, davalı Bakanlığın ise; bu davalarda sıfatı olmadığından...” gerekçesiyle önceki gibi davanın reddine karar verilmiştir.Karar, davacı vekilince bir kez daha temyiz edilmiştir.Somut olayda, mahkemece davalı Çalışma Sosyal Güvenlik Bakanlığına karşı açılan davada taraf sıfatı bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi isabetli ise de, davalı işçinin işçilik alacaklarının tahsili istemiyle dava açması nedeniyle davacı işverenin davalı işçiye karşı iş bu davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesi hatalıdır. Davalı işçinin işçilik alacaklarının tahsili için dava açması davacı işverenin işçiye karşı açılmış davasında hukuki yararını ortadan kaldırmaz. Önceki bozma ilamında belirtildiği üzere, davacı işverenin işçiye karşı açmış olduğu dava menfi tespit davası niteliğinde olmakla, mahkemece davanın esasına girilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçeyle davanın reddi isabetli görülmemiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının isteği halinde ilgilisine iadesine, 28.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.