MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı İsteminin Özeti:Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının çalışmaya başladığı tarihten itibaren 18.06.2013 tarihine kadar.... termik santralinde taşeron işçisi olarak kesintisiz çalıştığını, ancak son işveren alt işveren tarafından yazılı olarak müvekkilinin iş sözleşmesinin 18.06.2013 tarihinde fesih edildiğini, santral içerisinde müvekkili davacı işçi ve diğer işçiler tarafından yapılmakta olan hizmetlerin, davalı ...Ş.’nin bünyesinde istihdam etmek zorunda olduğu işçilerden olup taşeron vasıtasıyla bu işlemlerin yapılmasının 4857 sayılı İş Kanunu’nun 2. maddesinde belirtildiği şekilde muvazaa ilişkisini doğurduğunu iddia ederek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla çalışma ücreti yıllık ücretli izin, hafta sonu çalışma, dini ve milli bayram çalışma alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı Cevabının Özeti:Davalı vekili ihale ile şirketlere verilen işin, işin niteliği ve yürütümü bakımından elektrik üretim işinden tamamen farklı ve bağımsız nitelikteki bir iş olduğunu, alt işveren-üst işveren ilişkisi söz konusu olmadığını savunarak davanın reddedilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Temyiz:Kararı taraflar vekilleri temyiz etmiştir. Gerekçe:Mahkeme verilen ilk karar, “Seri halinde incelenen dosyalarda davalının elektrik üretim görevini yapan kamu tüzel kişisi olduğu anlaşılmaktadır. Bu sebeple 4628 sayılı Kanun’un 15. maddesindeki imtiyazdan yararlanmasında kuşku yoktur. Söz konusu hüküm asıl işin tamamının ya da bir kısmının herhangi bir sınırlamaya bağlı kalmaksızın alt işverene verilebileceğini öngörmektedir. Bu halde muvazaalı alt işverenlik ilişkisinden ise söz edilemeyecektir. Dairemizce ilk defa 4628 sayılı Kanun’un 15. maddesi konu kapsamında değerlendirilmiş olup, somut olayda davalı ile alt işverenler arasındaki ilişkinin muvazaalı olmadığı, hukuken geçerli bir alt işverenlik ilişkisi bulunduğu sonucuna varılmıştır. Nitekim Yargıtay 7. Hukuk Dairesi de önüne gelen benzer bir dava da aynı neticeye ulaşmıştır (Yarg. 7. Hukuk Dairesi, 2013/23916 esas, 2013/22377 karar sayılı karar). Bu itibarla davacının ret edilen talepleri dışında kalan fazla çalışma ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti talepleri bakımından davalının taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden yararlanamayacağı gözetilerek bu taleplerin yeniden değerlendirilmesi gerekmektedir. Kararın bu yönden bozulması gerekmiştir.” denilerek bozulmuştur. Mahkemece bozmaya uyulmuş ancak bu kez davacının tüm taleplerinin reddine karar verilmiştir. Verilen karar bu kez, davalının taraf olduğu toplu iş sözleşmesi uygulanmaksızın davacının fazla çalışma ve ulusal bayram ve genel tatil gibi feshe bağlı olmayan alacak taleplerinin yeniden değerlendirilmesi için yeniden bozma kararı verilmiştir. Mahkemece bozma kararınca muvaza olmadığını kabul edilerek hesaplamalar yapılmış ve kabul edilmiştir.Dosya kapsamına göre ve özellikle Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 30.09.2015 tarihli, 2015/22-1895 esas ve 2015/5779 sayılı kararında, davalının imzaladığı alt işverenlik sözleşmelerinin muvazaa sebebiyle geçersiz olduğunun ve davacının başlangıçtan itibaren Elektrik Üretim A.Ş. işçisi olduğunun kabul edilmiş olması karşısında, Dairemizce önceki hukuki görüş korunmakla birlikte, uygulama birliği, hukuki güvenlik ve öngörülebilirlik ilkeleri dikkate alınarak, asıl işveren - alt işveren ilişkisinin muvazaa sebebiyle geçersiz olduğu sonucuna varılmış olup, hesaplama konusunda bilirkişi raporu denetlenerek sonucuna göre hüküm kurulmak üzere kararın bozulması gerekmiştir.Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının isteği halinde ilgilisine iadesine, 27.12.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.