Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 29099 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 27421 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Nazilli 1. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 12/06/2014NUMARASI : 2013/338-2014/390Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili davacının 15.02.2003-27.06.2010 tarihleri arasında davalı belediyede çalıştığını, iş sözleşmesinin işveren tarafından haksız olarak feshedildiğini belirterek kıdem tazminatı ve bir kısım işçilik alacaklarının tahsilini istemiştir. Davalı belediye, davacının temizlik işlerinin ihale olunduğu diğer davalı şirkete bağlı olarak çalıştığını, ihaleyi alan şirketin ihale şartnamesi ve sözleşme hükümleri gereğince işçilerin her türlü alacak ve haklarından sorumlu olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalı şirket, davacının iş sözleşmesinin tutuklanması sebebiyle ahlak ve iyiniyet kurallarına uymayan duruma dayanılarak feshedildiğini, belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının, kıdem tazminatı, yıllık ücretli izin alacağı, fazla mesai alacağı, hafta tatili alacağı ve ulusal bayram genel tatil alacağı hüküm altına alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Hükmün davalı belediye tarafından temyizi üzerine, Dairemizce yapılan incelemede, mahkemece fazla mesai alacağı hakkında menfaat birliği içindeki tanık beyanlarına göre ve yeterli araştırma yapılmaksızın karar verildiği gerekçesi ile bozulmuştur.Mahkemece bozmaya uyulmuş ve fazla mesai alacağına ilişkin olarak bozma ilamı doğrultusunda, diğer alacaklar hakkında ise “Diğer yönlerden karar kesinleştiğinden, yeniden karar verilmesine yer olmadığına” şeklinde hüküm oluşturulmuştur.Kararı davacı temyiz etmiştir.1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.2-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297. maddesi uyarınca, mahkeme kararlarının;a)Hükmü veren mahkeme ile hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin ad ve soyadları ile sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa hükmün hangi sıfatla verildiğini,b)Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerini,c)Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri,ç)Hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini,d)Hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzalarını,e)Gerekçeli kararın yazıldığı tarihi,İçermesi, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi zorunludur. Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, hükmün infazında zorluklara ve tereddütlere, yargılamanın ve davaların gereksiz yere uzamasına, davanın tarafı bulunan kişi ve kurumların mağduriyetlerine sebebiyet verecek ve kamu düzeni ve barışını olumsuz yönde etkileyecektir (Hukuk Genel Kurulu - 2007/14-778 E, 2007/611 K, Dairemizin 01.04.2008 gün ve 2007/38353 esas, 2008/7142 karar sayılı ilamı).Somut olayda, bozma sonrası mahkemece “Diğer yönlerden karar kesinleştiğinden, yeniden karar verilmesine yer olmadığın” şeklinde hüküm oluşturulmuştur.Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 22.02.2012 tarih, 2012/13-747 esas, 2012/84 karar sayılı ilamında ve Dairemizin emsal kararlarında belirtildiği gibi, Yargıtay'ca bozulan karar, sonraki kararın eki niteliğinde değildir. Bozma ile birlikte önceki hüküm ortadan kalkarak hukukî geçerliliğini yitirir. Mahkemece bozulan karara atıf yapılarak yeni hüküm oluşturulamaz. Bozmadan önceki ve bozmadan sonraki kararlar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297'ye uygun olmalıdır.Bozma nedeni yapılmayan alacak kalemleri hakkında yazılı şekilde hüküm oluşturulması hatalı olup, mahkemece yukarıdaki kanuni düzenlemeler ve ilkelerle davalıların kararı temyiz etmemesi üzerine davacı lehine oluşan usuli kazanılmış haklar gözetilerek karar verilmelidir.SONUÇ: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 27.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.