MAHKEMESİ : Van İş MahkemesiTARİHİ : 25/06/2014NUMARASI : 2010/356-2014/320Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı İsteminin Özeti:Davacı vekili, müvekkili sendika ile davalı V.. B.. arasında toplu iş sözleşmeleri imzalandığını, davalıya bağlı işyerlerinde çalışan işçilerin ücretlerinden üyelik ve dayanışma aidatlarının kesilmesi talebini içeren yazıların davalıya tebliğ edildiğini, ancak 2821 sayılı Sendikalar Kanunu ile toplu iş sözleşmesinde yer alan düzenlemeler gereğince işçilerin ücretlerinden kesilen üyelik ve dayanışma aidatlarının ödenmediğini ileri sürerek 15.12.2009 ilâ 22.11.2010 tarihleri arası dönem için 100.000,00 TL üyelik ve dayanışma aidat asıl alacağının dava tarihinden itibaren işleyen en yüksek işletme kredisi faiziyle birlikte, ayrıca dava konusu üyelik ve dayanışma aidatlarının, toplu iş sözleşmeleri gereğince ödenmeleri gereken temerrüt tarihlerinden dava tarihine kadar işleyen 1.000,00 TL faiz alacağının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı Cevabının Özeti:Davalı süresinde cevap vermemiştir.Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece, davanın kabulü ile hüküm altına alınan alacağın dava ve ??slah tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmiştir.Temyiz:Kararı, taraflar temyiz etmiştir.Gerekçe:Dava, dava tarihinde yürürlükte bulunan 2821 sayılı Kanun'un 61. maddesi kapsamında, sendika üyelik ve dayanışma aidat alacaklarının tahsili istemine ilişkindir.2821 sayılı Kanun'un 61. maddesinin birinci fıkrasına göre “İşyerinde uygulanan toplu iş sözleşmesinin tarafı olan işçi sendikasının,toplu iş sözleşmesi yapılmamışsa veya sona ermişse yetki belgesi alan işçi sendikasının yazılı talebi ve aidatı kesilecek sendika üyesi işçilerin listesini vermesi üzerine, işveren sendika tüzüğü uyarınca üyelerin sendikaya ödemeyi kabul ettikleri üyelik aidatını ve Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunu gereğince sendikaya ödenmesi gerekli dayanışma aidatını, işçilere yapacağı ücret ödemesinden kesmeye ve kestiği aidatın nevini belirterek tutarını ilgili sendikaya vermeye ve kesinti listesini sendikaya göndermeye mecburdur.” Aynı maddenin ikinci fıkrasında ise “Yukarıdaki fıkra gereğince sendika tüzüğüne uygun olarak kesilmesi istenilen aidatı kesmeyen işveren ilgili sendikaya karşı kesmediği veya kesmesine rağmen bir ay içinde ilgili kuruluşa göndermediği miktar tutarınca genel hükümlere göre sorumlu olduktan başka aidatı sendikaya verinceye kadar bankalarca işletme kredilerine uygulanan en yüksek faizi ödemek zorundadır” hükmü yer almaktadır. Buna göre, 2821 sayılı Kanun'un 61/1. maddesine göre bir işyerinde veya işletmede toplu iş sözleşmesi yapmak için 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunu'nun 16. maddesi uyarınca yetki belgesi alan işçi sendikası, yetki belgesine konu işyeri veya işletmede çalışan üyesi işçilerin listesini ve sendika tüzüğüne göre üyelerin sendikaya ödemeyi kabul ettikleri üyelik aidatını işverene bildirmesi ve bu listeye göre üyelik aidatının kesilmesini ve sendikaya ödenmesini istemesi gerekir.Dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun "Borçlunun temerrüdü" başlıklı 101. maddesinin birinci fıkrasına göre de "Muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtarı ile mütemerrit olur." aynı maddenin ikinci fıkrasına göre ise "Borcun ifa edileceği gün müttefikan tayin edilmiş veya muhafaza edilen bir hakka istinaden iki taraftan birisi bunu usulen ihbarda bulunmak suretiyle tespit etmiş ise, mücerret bu günün hitamı ile borçlu mütemerrit olur."Toplu İş Sözleşmelerinde kesilen aidatın ne zaman sendikaya yatırılacağı hususu düzenlenmiş ise ayrıca ihtara gerek kalmadan bu tarihlerden itibaren faize karar verilmeli, düzenlenmemiş ise taraf sendikanın işvereni temerrüde düşürmesi gerekir. Dava tarihinden önce sendika tarafından işverenin temerrüde düşürülmesi söz konusu değil ise dava ve ıslah tarihi temerrüt tarihini oluşturmaktadır.Bu genel açıklamalar ışığında tarafların temyiz itirazları değerlendirildiğinde;1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.2-İnceleme konusu davada, mahkemece, bilirkişi raporu ile dava konusu döneme ilişkin belirlenen miktardan, davacı tarafından ödendiği ikrar olunan 75.000,00 TL'nin mahsubu neticesinde tespit edilen tutar hüküm altına alınmış ise de, yapılan araştırma eksik ve hüküm kurmaya yeterli bulunmamaktadır.Somut olayda, davalı Belediye tarafından dosyaya sunulan ve ekstre olarak tabir edilen, yevmiye numarası, ödeme tarihi ve bilgilerinin de yer aldığı 20.04.2012 tarihli kayıtlara göre 05.01.2009 ilâ 28.09.2011 tarihleri arasında, davacıya toplamda 281.000,00TL tutarında ödeme yapıldığı iddia edilmiş, ancak mahkemece, söz konusu ödeme iddiasının dikkate alınmaması doğru olmamıştır.Öte yandan, dosya içeriğinden, aynı taraflar arasında ancak farklı dönemlere ilişkin üyelik ve dayanışma aidatı bedellerinin tahsili istemine yönelik iki dava daha bulunduğu, aynı mahkemenin 2013/123 esas ve 2012/679 esas sırasında kayıtlı davaların halen derdest olduğu anlaşılmaktadır.Bu maddi olgular karşısında, mahkemece, öncelikle ödendiği iddia edilen 281.000,00TL'lik tutarın ödenip ödenmediği belirlenmeli, ödendiği tespit edilirse, yukarıda belirtilen ve aynı taraflar arasında görülmekte olan diğer dava dosyaları getirtilerek davalıya söz konusu ödemenin hangi tarihlere mahsuben yapılıp yapılmadığı sorulmalı ve bu suretle söz konusu tutarın hangi dönem alacaklarından mahsup edilmesi gerektiği duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmeli ve oluşacak sonuca göre karar verilmelidir. Anılan hususlar gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. 3-İnceleme konusu davada, davacı tarafından, dava dilekçesi ile asıl alacak miktarı ve işlemiş faiz tutarı ayrı ayrı talep edilmiş, 27.09.2013 tarihli ıslah dilekçesinde işlemiş faiz tutarının atiye terk edildiği belirtilerek, ıslah edilen miktarın toplu iş sözleşmelerinde yer alan düzenlemeler doğrultusunda temerrüt tarihlerinden itibaren işleyecek en yüksek işletme kredisi faizi ile birlikte tahsili talep edilmiştir. Mahkemece, işlemiş faiz tutarı yönünden herhangi bir hüküm kurulmamış, ıslah edilen miktarın ise dava ve ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiştir.Taraflar arasında bağıtlanan dava konusu döneme ilişkin toplu iş sözleşmesinin 14. maddesinde, üyelik ve dayanışma aidatlarının, işçi ücretlerinden kesildikten sonra yedi gün içinde sendikaya ödeneceği düzenlenmiştir. Yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere, somut olayda, her ay tahakkuk eden üyelik ve dayanışma aidatı bedeline, toplu iş sözleşmesi hükmü doğrultusunda her ay itibariyle belirlenecek tarihten itibaren faiz işletilmesine karar verilmesi gerektiği tartışmasızdır.Diğer taraftan, belirtmek gerekir ki, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 123. maddesine göre “Davacı, hüküm kesinleşinceye kadar, ancak davalının açık rızası ile davasını geri alabilir.”Açıklanan maddi ve hukuki olgular karşısında, mahkemece, öncelikle davalıya, davacının işlemiş faize dair “davayı geri alma” talebine açık rızası olup olmadığı sorulmalı, açık rıza söz konusu olduğu takdirde, işlemiş faiz talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığı yönünde hüküm tesis etmekle birlikte, yukarıdaki esaslar doğrultusunda belirlenecek ve hüküm altına alınacak alacak miktarına toplu iş sözleşmesi hükmü doğrultusunda temerrüt tarihlerinden itibaren faiz işletilmesine karar verilmesi gerekir. Davalının açık rıza göstermemesi durumunda ise, aidat bedellerinin, toplu iş sözleşmesi hükmü doğrultusunda belirlenecek temerrüt tarihlerinden dava tarihine kadar olan işlemiş faiz miktarı tespit edilerek dava dilekçesindeki talep aşılmayacak şekilde hüküm altına alınmalı, asıl alacak miktarının ise dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile tahsiline karar verilmelidir. Anılan hususlar gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm tesisi hatalıdır.4-2821 sayılı Kanun'un 61. maddesinin açık hükmü doğrultusunda, sendika üyelik ve dayanışma aidatlarının ödenmemesi durumunda “bankalarca işletme kredilerine uygulanan en yüksek faizi” ile birlikte tahsiline karar verilmesi gerekmektedir. Bu itibarla, mahkemece, yasal faize hükmedilmesi doğru olmamış, yazılı şekilde verilen karar, bu yönü ile de hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.Sonuç:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 27.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.