Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 29072 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 27729 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : İzmir 9. İş MahkemesiTARİHİ : 10/07/2014NUMARASI : 2014/36-2014/519 Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı İsteminin Özeti: Davacı vekili özetle; davalı Bakanlığın iş müfettişi tarafından düzenlenen 24.10.2013 tarihli raporda, öğretmen statüsünde çalışan personele işe başlangıç tarihinden itibaren okulun dengi resmi okullardaki öğretmenlere ödenen ücret ve sosyal yardımların aynısının ödenmesi, ücretsiz izin kullanan öğretmenlerin ücretsiz izinli bulunduğu süre içersinde ücret ve sigorta primlerinin ödenmesi gerektiği tespit edilerek bu eksiliğin giderilmesinin istendiği, iş müfettişinin bu tespit ve istemlerinin yerinde olmadığını ileri sürerek 24.10.2013 tarihli raporun iptaline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı Cevabının Özeti:Davalı Bakanlık vekili; Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliğinin sözleşme başlığını taşıyan 43/3 maddesinde okullarda yöneticilik, eğitim ve öğretim hizmeti yapanlara kıdemlerine göre dengi resmi okullarda ödenen aylık ile sosyal yardım kapsamındaki ek ödeme tutarlarından az ücret verilemeyeceği ve 43/1 maddesinde de usta eğitici ve öğreticilerle en az bir yıl süreli iş sözleşmesi yapılması gerektiği yönündeki düzenlemeler çerçevesinde iş müfettişi tespitlerinin doğru olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.Mahkeme Kararının Özeti:Bakanlık iş müfettişinin 4857 sayılı İş yasasının 92.maddesi kapsamında ve işçilik alacaklarıyla ilgili olan tespitlerinin Kanuna uygun olmadığı anlaşılmakla davanın kabulü ile; Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Kurulu Başkanlığının 12.12.2013 tarih 76024743-663-41033 sayılı yazısı ile yerine getirilmesi istenen 24.10.2013 tarih ve 34 sayılı raporuna 4857 sayılı Kanun'un 92. maddesi gereğince yapılan itirazın kabulüne ve sözkonusu İzmir Çalışma ve İş Kurumu Müdürlüğünün işleminin iptaline karar verilmiştir.Temyiz:Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.Gerekçe:İş müfettişlerinin işçi alacaklarına ilişkin tespitlerine yönelik açılan davaların hukuki niteliği ile buna bağlı olarak somut olayda dava şartlarının bulunup bulunmadığı çözülmesi gerekli hukuki problemi oluşturmaktadır.4857 sayılı Kanun’un 91. maddesinin 2. fıkrasında, “30/1/1950 tarihli ve 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 10. maddesine istinaden iş sözleşmesi fiilen sona eren işçilerin kanundan, iş ve toplu iş sözleşmesinden doğan bireysel alacaklarına ilişkin şikayetleri Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bölge müdürlüklerince incelenir” denilmiştir.Aynı Kanun'un 92. maddesinin 3. fıkrasında ise, “Çalışma hayatını izleme, denetleme ve teftişe yetkili iş müfettişleri ile işçi şikayetlerini incelemekle görevli bölge müdürlüğü memurları tarafından tutulan tutanaklar aksi ispatlanıncaya kadar geçerlidir. İş müfettişleri tarafından düzenlenen raporların ve tutulan tutanakların işçi alacaklarına ilişkin kısımlarına karşı taraflarca otuz gün içerisinde yetkili iş mahkemesine itiraz edilebilir. İş mahkemesinin kararına karşı taraflarca 5521 sayılı Kanun'un 8. maddesine göre kanun yoluna başvurulabilir. Kanun yoluna başvurulması iş mahkemesince hüküm altına alınan işçi alacağının tahsiline engel teşkil etmez.” hükmüne yer verilmiştir.4857 sayılı Kanun’un 92. maddesinin 3. fıkrasına göre iş müfettişi raporlarına karşı açılan davalar, işçilerin bireysel başvuruları üzerine iş müfettişi tarafından işçi alacaklarına ilişkin yapılan tespitlere karşıdır. Bu tespite işçi tarafından, yapılan tespitin eksik olduğu ve daha fazla alacağı bulunduğu gerekçesiyle itiraz ediliyorsa dava eda davası, işveren tarafından, yapılan tespitin hatalı olduğu ve tamamen ya da kısmen borçlu olmadığı gerekçesiyle itiraz ediliyorsa dava menfi tespit davası niteliğindedir. Görüldüğü üzere, iş müfettişi raporlarının işçilerin alacaklarına yönelik kısımlarına karşı işçi ya da işveren tarafından açılacak davalar, yerine göre eda davası yerine göre ise menfi tespit davası özelliği göstermekte olup her halükarda bu davaların bireysel alacak tespitine ilişkin olması gerekip normatif nitelik taşıyan bir belirlemeye itiraz bu davaya konu olamayacaktır.Somut olayda, davacı işveren tarafından, iş müfettişinin işçi alacaklarına dair tespitine karşı borçlu olunmadığı gerekçesiyle itiraz edilerek Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na karşı dava açılmıştır. 24.10.2013 tarihli bu rapor öğretmen statüsünde çalışan personele, işe başlangıç tarihinden itibaren okulun dengi resmi okullardaki öğretmenlere ödenen ücret ve sosyal yardımların aynısının ödenmesi, ücretsiz izin kullanan öğretmenlerin ücretsiz izinli bulunduğu süre içerisinde ücret ve sigorta primlerinin ödenmesini konu edinmektedir. Bu minvalde davalı kurumun düzenlemiş olduğu rapor genel bir tespit mahiyetinde olup, bireysel alacak tespiti mevcut değildir.Yukarıdaki açıklamalar ışığında genel tespitlere karşı 4857 sayılı Kanun'un 92. maddesi uyarınca itiraz davası açılması mümkün değildir. Bu açıdan davanın usulden reddi gerekirken yazılı şekilde esasa girilerek kabul yönünde hüküm tesisi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 27.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.