Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 28853 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 22798 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 7. İş MahkemesiTARİHİ : 07/05/2014NUMARASI : 2014/112-2014/300 Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, ücretli izin ile fazla mesai ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.Hüküm süresi içinde davalılar avukatlarınca temyiz edilmiştir.Mahkemece, bakiye nispi harcın yatırılmadığı gerekçesiyle davalı kılınç şirketinin temyiz isteminden vazgeçilmesine dair 02.07.2014 tarihli ek karar verilmiştir. Temyiz isteminin reddine ilişkin verilen bu ek karar davalı tarafça süresi içerisinde temyiz edilmiştir.Davalının bozma kararından önce nispi temyiz harcı yatırdığı, bozma ilamından sonra da maktu temyiz harcını yatırdığı, dolayısıyla süresinde temyiz harcını yatırıldığı, temyizinin yerinde olduğu anlaşıldığından mahkemenin 02.07.2014 tarihli davalı K.. Şirketi vekilinin temyiz isteminin reddine ilişkin yerinde olmayan ek kararın kaldırılmasına karar verildikten sonra dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili, müvekkilinin davalı Ü.. Şirketinin taşeronu K..Tekstil yanında 25.09.2000 tarihinden itibaren çalışmaya başladığını, iş sözleşmesinin fesih tarihi 10.07.2010'a kadar çalıştığını, iş sözleşmesinin haklı sebep olmadan işverence feshedildiğini, işçilik alacaklarının ödenmediğini beyanla, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin, fazla çalışm alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.Davalı Ü.. Ş.. vekili, müvekkilinin taşeronu olarak gösterilen K.. Tekstil - E.. K.. ile müvekkili arasında herhangi bir taşeronluk sözleşmesinin bulunmadığını, davacının da müvekkili şirket bünyesinde hiçbir zaman çalışmadığını, adı geçen firmanın bağımsız bir tüzel kişilik olduğunu ve müvekkili şirketten ayrı bir merkezinin bulunduğunu, müvekkili iş yerinde sendika bulunduğunu ve yürürlükteki toplu iş sözleşmesi gereğince müvekkili şirketin taşeron çalıştırmasının yasak olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı Ergün Kılınç vekili, davacının 09-17.07.2010 tarihleri arasında izinsiz ve mazeretsiz olarak işe gelmediğini 14.07.2010 tarihli noterlik ihtarnamesi ile 09.07.2010 tarihinden itibaren süregelen devamsızlığı sebebiyle iş sözleşmesinin feshedildiğinin bildirildiğini, davacının 25.09.2001 tarihinde müvekkili iş yerinde çalışmaya başladığını, çalışmasının iki dönem halinde olduğunu, ilk dönem işten ayrıldığı tarihte 10.08.2004 tarihli belge ile tüm haklarını aldığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalının iş sözleşmesini fesihte haksız olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmesi üzerine Yargıtay 22. Hukuk Dairesi tarafından kısa karar ile gerekçeli karar çelişkisi olduğu gerekçesi ile kararın bozulmasına hükmedilmiştir.Mahkemece bozma ilamına uyulması sonrası, bozma gereği yerine getirilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Karar davalılar vekilleri tarafından süresinde temyiz edilmiştir.Anayasa'nın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olan hukukî dinlenilme hakkı, adil yargılanma hakkı içinde teminat altına alınmıştır. Bu hakka, tarafın hâkime meramını anlatma hakkı ya da iddia ve savunma hakkı da denilmektedir. Ancak, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 27. maddesinde belirtilen hukukî dinlenilme hakkı, bu ifadeleri de kapsayan daha geniş bir anlama sahiptir. Kamu düzeni ile ilgili olan bu hak çerçevesinde, tarafların gerek yargı organlarınca gerekse karşı tarafça yapılan işlemler konusunda bilgilendirilmeleri zorunludur. 6100 sayılı Kanun’un 27. maddesinin 1. maddesine göre; Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. Söz konusu maddenin 2. fıkrasına göre ;Bu hak; a)Yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını,b)Açıklama ve ispat hakkını,c)Mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içerir.Dosya içeriğine göre, Yargıtay 22 Hukuk Dairesi tarafından 28.01.2014 tarihli 2013/2042 esas - 2014/967 karar sayılı bozma ilamı davalı Ü.. Ş..’ne tebliğ edilmemiş ve söz konusu davalıya bozmaya karşı diyecekleri sorulmadan yargılama gerçekleştirilmiştir. Davalıya bozma ilamının tebliğ edilmemesi, savunmasını ve delillerini bildirme olanağı tanınmaması Hukuk Muhakemeleri Kanunu 27. maddesinde yer alan tarafın dinlenilme hakkını kısıtlayıcı nitelikte olduğundan hükmün bu yönden bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 23.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.