Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 28793 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 21347 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :İş Mahkemesi DAVA : Davacı, manevi tazminat ile borçlu olmadığının tespitine ücret alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.Hüküm süresi içinde duruşmalı olarak davalılar avukatları tarafından temyiz edilmiş ise de; duruşma gününün taraflara tebliği için davetiyeye yapıştırılacak posta pulu bulunmadığından duruşma isteğinin reddine ve incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili, müvekkilinin teminat senedinden kaynaklı borcu bulunmadığının tespitiyle aleyhine yapılan icra takibinin iptaline, davalılar aleyhine yüzde kırk kötüniyet tazminatı hükmedilmesine ve manevi tazminat alacağının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalılar vekilleri, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Kararı, davalılar vekilleri temyiz etmiştir....-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Taraflar arasında, davacının manevi tazminat alacağına hak kazanıp kazanmadığı noktasında uyuşmazlık vardır. Davacı vekili, müvekkili işçinin, işe girişte teminat olarak verdiği senedin amaca aykırı şekilde doldurularak icra takibine konu edilmesi ve haciz işlemi uygulanması sebebiyle, manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Mahkemece, talep kabul edilerek, manevi tazminat alacağına hükmedilmiştir. Eldeki davaya uygulanacak mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 49. maddesinde, “şahsiyet hakkı hukuka aykırı bir şekilde tecavüze uğrayan kişi, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat namıyla bir miktar para ödenmesini dava edebilir” denilmiştir. Kişilik haklarına saldırı halinde, manevi tazminat istenebilmesi için, 818 sayılı Kanun’un 49. maddesinde belirtilen şartların gerçekleşmesi gereklidir. Bu şartlar; kişilik haklarına saldırı olması, saldırının haksız olması, saldırı nedeniyle kişilik haklarının zarara uğraması, zarar verenin kusurlu olması ve zarar ile saldırı arasında illiyet bağının bulunmasıdır. Her sözleşmeye ya da hukuka aykırılık halinde, manevi tazminat ödenmesi gerektiğinin kabulü mümkün değildir. Somut olayda, teminat senedinin amaca aykırı kullanılması ile icra ve haciz işlemlerinin uygulanmasının, davacının kişilik haklarına zarar verdiğinden söz edilemez. Bu halde, davacının kişilik haklarının saldırıya uğradığı ve zedelendiği hususu ispat edilmediğinden, manevi tazminat isteminin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle kabulü hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 21.12.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.