Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 28459 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 23702 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 22. İş MahkemesiTARİHİ : 20/03/2014NUMARASI : 2013/373-2014/190Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili, müvekkilinin davalı B.. M..nün yardımcı işlerini üstlenen diğer davalı şirketin işçisi olarak çalışmakta iken, iş sözleşmesinin feshi üzerine açtıkları dava sonucunda feshin geçersizliğine karar verildiğini, süresi içinde yaptığı başvuruya rağmen işe başlatılmadığım ileri sürerek işe başlatmama tazminatı, boşta geçen süre ücreti ile birlikte fark ihbar ve kıdem tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.Davalı B.. M.. vekili, davacının alt işveren olan diğer davalı şirketin işçisi olduğunu, alt işveren tarafından davet edilmesine rağmen işe başlamadığını, başvurusunun süresinde yapılmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.Davalı C.. Güvenlik ve Sosyal Hizmetler Ltd. Şti. vekili, davacının başvurduğu tarihte İstanbul'da işyerlerinin bulunmadığını, zorunlu olarak davet edildiği Zonguldak'daki işyerine gitmemek suretiyle işe başlatılma başvurusunda samimi olmadığını gösterdiğini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece bozma öncesinde verilen 07.05.2010 tarihli kararda davacının işe başlamak üzere davet edildiği Zonguldak'daki işyerinin davacının eski işyeri olmadığı, İstanbul dışında bir işyeri olduğu, davacının işe başlamamasının haklı sebebe dayandığı gerekçesi ile isteğin kabulüne karar verilmiş, Dairemizce verilen 11.10.2011 tarihli bozma ilamında İstanbul'daki işyerinin kapatılması üzerine işverenin davacı işçiyi Zonguldak ilindeki işe davet etmesi konusunda samimi olup olmadığının tespit edilmesi, samimi olması halinde işe başlatmama tazminatının reddinin gerektiği belirtilerek bozulmuştur.Bozma sonrasında yapılan yargılama neticesinde mahkemece işverenin işe davette samimi olduğu gerekçesiyle davacının işe başlatmama tazninatına ilişkin talebinin reddine, diğer alçakların kısmen hüküm altına alınmasına karar verilmiş, hüküm davacı ve davalılar vekillerince temyiz edilmiştir. 1-5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 5. maddesine göre iş mahkemesinden verilen kararlar tefhim ve tebliğ tarihinden itibaren 8 gün içinde temyiz olunabilir. Bu süre içinde temyiz dilekçesinin hakime havale edildikten sonra temyiz defterine kaydının yaptırılması ve harcının yatırılması gerekir. Temyiz süresi içinde temyiz dilekçesi temyiz defterine kaydedilmiş, ancak harç yatırılmamış ise, harç ve temyiz giderlerinin yatırılması için ilgili tarafa 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 432. madde yollaması ile aynı Kanun’un 434. maddesi gereğince işlem yapılması ve yedi günlük kesin süre verilmesi gerekir. Sekiz günlük süre içinde temyiz edilmeyen, temyiz defterine kaydı yapılmayan veya verilen kesin süre içinde temyiz harç ve gideri yatırılmayan kararlar kesinleşmiş olur.Davalı C.. Güvenlik Ltd. Şti. vekili kararı temyiz ettiğini belirtir dilekçesini gerekçeli kararı tebliğ edildiği 25.04.2014 tarihinden önce 05.05.2014 tarihinde mahkemeye göndermiş, gerekçeli kararın tebliğinden sonra bakiye nispi temyiz harcının yatırılması için düzenlenen muhtıra ise 18.07.2014 tarihinde davalı vekiline tebliğ edilmesine rağmen eksik temyiz harcı ikmal edilmemiştir. Bu durumda 6100 sayılı Kanun'un geçici 3. maddesi ile uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 432. maddesi gereğince davalı C.. Güvenlik Ltd. Şti. vekilinin temyiz isteminin reddi gerekmiştir.2-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı,delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre davalı B.. vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.3-İşe iade kararının kesinleşmesinden sonra işverenin işçiyi işe davette samimi olup olmadığı, diğer bir deyişle işe başlatma amacı taşıyıp taşımadığı uyuşmazlık konusudur.4857 sayılı İş Kanunu'nun 18 ve devamı maddelerinde belirtilen iş güvencesi hükümlerinin amacı, işverenin iş sözleşmesini meşru ve makul görülebilecek bir sebep olmaksızın keyfi olarak sona erdirmesinin engellenmesi, dolayısıyla iş ilişkisinde sürekliliğin sağlanmasıdır. Sözü edilen düzenlemeler, işveren ve işçiye emredici kurallarla bir takım yükümlülükler getirmekte, işçinin kanunun bu korumasından yararlanması için tarafların dürüstlük kurallarına uygun davranmasını öngörmektedir. Başka bir anlatımla iş ilişkisinde sürekliliğin sağlanması noktasında dürüstlük kurallarına uygun olarak, kendisinden beklenen davranışlar taraflarca ortaya konulmalıdır. Bu sebeple, feshin geçersizliğine karar verilmesi istemi ile açılan davada işveren açısından hedef işe başlatma olmalıdır.Somut olayda, davalı işveren fesihten sonra davacıyı işe başlaması için çağrıda bulunmasına rağmen, davacının daha önce çalıştığı işyerinin kapandığını, bu sebeple Zonguldakdaki işyerinde işe başlaması gerektiğini belirterek davacıya ihtarname göndermiştir. Bozma sonrasında yapılan araştırma yeterli değil ise de Dairemizce aynı konuda verilmiş birçok emsal karar bulunmaktadır. Buna göre davalı C.. Güvenlik Ltd. Şti.'nin davacıyı ikamet ettiği İstanbul ilinde istihdam imkanı olmasına rağmen, sırf mahkemece verilen işe iade kararının infazından kurtulabilmek için davacıyı Zonguldak'ta işe davet ettiği, çağrısında samimi olmadığı anlaşılmaktadır.Bu değerlendirmeler ışığında davacının işe başlatmama tazminatına ilişkin talebinin kabul edilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 20.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.