MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı İsteminin Özeti:Davacı, davalı kurumun ... Termik Santralinde 08.05.1997 tarihinden itibaren sosyal serviste çalışmakta iken 15.07.2013 tarihinde hizmet sözleşmesinin feshi sonucu işinden ayrıldığını, baştan beri davalı kurumun işçisi olduğu halde aylık ücret ve sosyal haklarının eksik ödendiğini, davalı kurumun kadrolu personeli ile birlikte, davalı tarafından temin edilen malzemeler ile ve kurum yetkililerinin talimatı ile görünüşte muvazaalı şekilde iş alan şirketlerin işçisi olarak çalıştırıldığını, davacının aynı işyerinde aynı işi yapan kadrolu işçileri ile aynı ücreti talep hakkı bulunduğunu, fesih tarihinde yaş şartı hariç emeklilik koşulları oluştuğundan kıdem tazminatı talep hakkı bulunduğunu beyanla kıdem, yıllık izin ve aylık ücret farkı alacağının tahsilini istemiştir.Davalı Cevabının Özeti:Davalı, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yüklenici firmanın işyerinde bağımsız bir işyeri örgütlenmesinin bulunmadığı kanaatine varılmış olup, böylelikle asıl işveren ve alt işveren arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğu ve davacıya aynı işyerinde aynı işi yapan kadrolu diğer işçilerle aynı miktarda ücretin ödenmemiş olmasının İş Kanunu'nun 5. Maddesindeki eşitlik ilkesine aykırılık oluşturduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.Temyiz:Kararı kanuni süresi içinde davalı temyiz etmiştir.Gerekçe:1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalılar arasındaki hukuki ilişkinin muvazaaya dayanıp dayanmadığı noktasında toplanmaktadır.Alt işveren, bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve görevlendirdiği işçileri sadece bu işyerinde çalıştıran diğer işveren olarak tanımlanabilir. Alt işverenin iş aldığı işveren ise, asıl işveren olarak adlandırılabilir. Bu tanımdan yola çıkıldığında asıl işveren alt işveren ilişkisinin unsurları, iki ayrı işverenin olması, mal veya hizmet üretimine dair bir işin varlığı, işçilerin sadece asıl işverenden alınan iş kapsamında çalıştırılması ve tarafların muvazaalı bir ilişki içine girmemeleri gerekir. Alt işverene yardımcı iş, ya da asıl işin bir bölümü, ancak teknolojik nedenlerle uzmanlık gereken işin varlığı halinde verilebilecektir. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 2. maddesinde asıl işveren alt işveren ilişkisini sınırlandırılması yönünde kanun koyucunun amacından da yola çıkılarak asıl işin bir bölümünün alt işveren verilmesinde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik sebeplerle uzmanlık gerektiren işler ölçütünün bir arada olması gerektiği belirtilmelidir. 4857 sayılı Kanun'un 2. maddesinin 6. ve 7. fıkralarında tamamen aynı biçimde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik sebeplerle uzmanlık gerektiren işler sözcüklerine yer verilmiş olması bu kararlılığı ortaya koymaktadır.Dosyadaki bilgi ve belgelerden, davalı Elektrik Üretim A.Ş. Genel Müdürlüğünün ihale ile hizmet alımı yaparak davacıyı garson olarak çalıştırdığı, yapılan işin hizmet alım sözleşmeleri kapsamında kaldığı ve davalının asıl işleri arasında olmadığı anlaşılmıştır. Bu itibarla, davalı müdürlük ile alt işverenler ile 4857 sayılı Kanun'un 2. maddesinin altıncı fıkrasına uygun şekilde asıl işveren alt işveren ilişkisi kurulmuştur. Bu nedenle söz konusu hukuki ilişkinin muvazaaya dayandığı görüşü isabetli görülmemiş olup davacının alt işverene bağlı olarak istihdam edilmekle davalı asıl işveren işçisi olduğu kanaati ile fark alacak hesaplanması hatalıdır. SONUÇ: Temyiz olunan mahkeme kararının yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 19.12.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.