Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 28199 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 31214 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :İş Mahkemesi DAVA: Davacı vekili, davacının Köy Hizmetleri İl Müdürlüğünde belirli süreli işçi olarak çalışmaya başladığını, çalışmasının başından beri .. Sendikası üyesi olduğunu, Şubat 2001 tarihinden sonra kadrolu olarak çalışmasını sürdürdüğünü, 14.12.2012 tarihinde emekli olduğunu, davacının önceki çalışmaları yani üst üste yenilenen sözleşmelerle verdiği hizmetler dikkate alınmadan işe yeni girmiş gibi en düşük derece ve yanlış intibak sonucunda ücret ve diğer parasal haklarının eksik saptandığını, bu sebeplerle davacının kadrolu statüye geçirildiği Şubat 2001 tarihi itibari ile intibakındaki yanlışlığın ve tarihe kadar olan kıdemi dikkate alınarak olması gereken doğru derecesinin ve kademesiyle yevmiyesinin tespitini, yapılan ve halen sürdürülmekte olan hatalı uygulama sebebi ile geriye doğru eksik ödenen, ücret, yıpranma primi, ilave tediye ve akdi ikramiye fark alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili, davacının kurumda geçici işçi olarak işe başlayıp kısmi süreli iş sözleşmeleri ile çalıştığını, 26.10.2000 tarihli protokol gereğince daimi işçi olarak kadrosuna geçinceye kadar bir tam yıl çalışmadığını dolayısıyla idare ile ... Sendikası arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinin ilgili maddelerinde düzenlendiği şekliyle kademe ve derece yükselmesinin şartlarını sağlayamadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Karar, davacı tarafın temyizi üzerine Dairemizin 21.04.2016 tarih, 2015/12481 esas, 2016/12042 karar sayılı ilamı ile onanmıştır.Davacı vekili, 20.06.2016 tarihli dilekçesi ile onama kararına karşı maddi hatanın düzeltilmesi talebinde bulunmuştur.Yargıtay İçtihadları Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 04.02.1959 tarih ve 1957/13 esas, 1959/5 karar, ve 09.05.1960 tarih ve 1960/21 esas, 1960/9 sayılı kararlarında açıklandığı üzere Yargıtayca maddi hata sonucu verilen bir karara mahkemece uyulmasına karar verilmesi halinde dahi usulü kazanılmış hak oluşmaz ve Yargıtayın hatalı kararından dönmesi mümkündür.Davacı taraf, 21.10.2014 tarihli mahkeme kararını temyiz ederken ıslaha karşı zamanaşımı def'i değerlendirilirken dava dilekçesindeki miktarların zamanaşımına uğramadığının gözden kaçırıldığını belirtmiştir. Ancak Dairemizce yapılan temyiz incelemesi sırasında maddi hata sonucunda davacının bu yöndeki temyiz itirazları reddedilmiştir. Bu sebeple Dairemizin 21.04.2016 tarih, 2015/12481 esas, 2016/12042 karar sayılı onama kararının maddi hataya dayandığı anlaşıldığından ORTADAN KALDIRILMASINA karar verildi. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R I...-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık işçilik alacaklarının zaman aşımına uğrayıp uğramadığı, ıslaha karşı ileri sürülen zamanaşımı def'inin doğru değerlendirilip değerlendirilmediği noktasındadır.Zamanaşımı, alacak hakkının belli bir süre kullanılmaması yüzünden dava edilebilme niteliğinden yoksun kalmasını ifade eder. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere zaman aşımı, alacak hakkını sona erdirmeyip sadece onu "eksik bir borç" haline dönüştürür ve "alacağın dava edilebilme özelliği"ni ortadan kaldırır.Bu itibarla zaman aşımı savunması ileri sürüldüğünde, eğer savunma gerçekleşirse hakkın dava edilebilme niteliği ortadan kalkacağından, artık mahkemenin işin esasına girip onu incelemesi mümkün değildir.Uygulamada, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması, dava açma tekniği bakımından, tümü ihlal ya da inkâr olunan hakkın ancak bir bölümünün dava edilmesi, diğer bölümüne ait dava ve talep hakkının bazı sebeplerle geleceğe bırakılması anlamına gelir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca benimsenmiş ilkeye göre, kısmi davada fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmuş olması, saklı tutulan kesim için zaman aşımını kesmez, zaman aşımı, alacağın yalnız kısmi dava konusu yapılan miktar için kesilir.Somut olayda, davalı vekili, davacının ıslah dilekçesine karşı zaman aşımı def'inde bulunmuştur. Islah tarihine göre zaman aşımına uğramayan dava konusu alacakların belirlenmesi için alınan bilirkişi ek raporunda dava dilekçesi ile talep edilen miktarlar dikkate alınmamıştır. Bu sebeple, dava dilekçesinde talep edilen alacak miktarlarının zamanaşımına uğramadığı gözetilerek alacaklar belirlenip karar verilmesi gerekirken mahkemece yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 19.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.