Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 27989 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 14190 - Esas Yıl 2015
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA: Davacılar, fazla mesai, ulusal bayram ve genel tatil, yıllık izin, asgari geçim indirimi, ihbar tazminatı ile yemek ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacıların İsteminin Özeti:Birleşen dosyalarda davacı vekili, müvekkillerinin davalı işyerinde çalıştıklarını, iş sözleşmelerinin haksız feshedildiğini iddia ederek bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı Cevabının Özeti:Davalı vekili davacının iddialarının yerinde olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacıların taleplerinin kısmen yerinde olduğu gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Temyiz:Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.Gerekçe:Taraflar arasında, davacılar tarafından ayrı ayrı açılan davaların birleştirilmesi ve davalı işverenin aynı olması sebebi ile birlikte görülerek sonuca bağlanmas??nın usul hukuku ilkelerine uygun olup olmadığı hususu uyuşmazlık konusudur.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 166. maddesine göre aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması durumunda, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir. Aynı Kanun'un 167. maddesine göre ise mahkeme, yargılamanın iyi bir şekilde yürütülmesini sağlamak için, birlikte açılmış veya sonradan birleştirilmiş davaların ayrılmasına, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden karar verebilir. Bu durumda mahkeme, ayrılmasına karar verilen davalara bakmaya devam eder.Dava arkadaşlığı, zorunlu ve ihtiyari dava arkadaşlığı olmak üzere iki tür olup, 6100 sayılı Kanun’da düzenlenmiş bulunmaktadır. Kanun’un 59. maddesine göre, “Maddi hukuka göre, bir hakkın birden fazla kimse tarafından birlikte kullanılması veya birden fazla kimseye karşı birlikte ileri sürülmesi ve tamamı hakkında tek hüküm verilmesi gereken hâllerde, mecburi dava arkadaşlığı vardır. Yine Kanun’un 57. maddesine göre, “Davacılar veya davalılar arasında dava konusu olan hak veya borcun, elbirliği ile mülkiyet dışındaki bir sebeple ortak olması, ortak bir işlemle hepsinin yararına bir hak doğmuş olması veya kendilerinin bu şekilde yükümlülük altına girmeleri ya da davaların temelini oluşturan vakıaların ve hukuki sebeplerin aynı veya birbirine benzer olması hallerinde ihtiyari dava arkadaşlığı söz konusu olabilir. Birden fazla kimsenin dava arkadaşlığı koşulları bulunmaksızın birlikte dava açabilmeleri ya da kendilerine karşı dava açılabilmesi usul hükümlerine göre mümkün değildir.Belirtmek gerekir ki, davacılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı olsa bile, işçilik alacaklarına ilişkin uyuşmazlıkların özelliği gereği bu tür davaların birlikte görülmesi doğru değildir.İddia ve savunmanın usule uygun şekilde araştırılması, delillerin tümüyle toplanıp ayrıntılı olarak değerlendirilmesi ve hukuki gerçekliğin tam olarak sağlanması ve ayrıca kararın, Yargıtay denetimine elverişli olabilmesi için dava dosyalarının ayrı ayrı görülüp sonuçlandırılmasında zorunluluk vardır.Somut olayda davacıların her biri işverenle aralarındaki farklı iş sözleşmelerine göre davalı nezdinde çalışmışlardır. Her birinin talepleri de gerek sebepler ve sonuçları gerekse diğer yönleri itibariyle bir diğerinden bağımsız niteliktedir. Bu itibarla dava arkadaşlığı şartları bulunmamasına rağmen davacı işçilerin davalarının birlikte görülmesi hatalı olup, davaların tefrikine karar verilerek ayrı ayrı yapılacak yargılama sonucuna göre hüküm kurulmak üzere kararın bozulması gerekmiştir.Bu sebeple mahkemece davalar tefrik edilmeli; her bir davacı için ayrı esasa kaydedilerek, yapılacak yargılama sonucuna göre karar verilmelidir.Sonuç:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair yönlerin incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 15.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.