Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 27866 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 29972 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 9. İş MahkemesiTARİHİ: 15/10/2012NUMARASI: 2010/1166-2012/866DAVA:Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, yıllık izin, fazla mesai ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır. Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesinin haklı bir neden olmaksızın feshedildiğini ileri sürerek, davalıdan kıdem - ihbar tazminatı ile yıllık izin, fazla mesai, genel tatil alacağı talebinde bulunmuştur. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar vermiştir. Hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir,2-Taraflar arasında fazla mesai, genel tatil alacağı ve zamanaşımı def'i hususu tartışmalıdır.Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İ??çinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille sözkonusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda da ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.Davacı, dava dilekçesinde haftanın altı günü 08:00-19:30, cevaba cevap dilekçesinde ise Cumartesi, Pazar günleri dahil 08:30-21:30 saatleri arasında çalıştığını ileri sürmüş, davalı taraf ise tanık dinletmediği gibi, aşamalarda çalışma gün ve saatleri arasında açık bir beyanda bulunmamıştır. Davacı tanıkları, davacının haftanın altı günü 08:00–20:00 saatleri arasında çalıştığını beyan etmişlerdir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, tanık beyanlarına itibar edilerek davacının günde bir buçuk saat ara dinlenme ile haftada 18 saat fazla mesai yaptığı değerlendirilmiştir. Davacı, kısmi dava açmış olup, davalı cevap dilekçesinde zamanaşımı def'inde bulunduğu gibi, davacı bilirkişi raporu doğrultusunda alacaklarını ıslah ettikten sonra, davalı, yine süresinde ve usulüne uygun zamanaşımı def'inde bulunmuştur. Ancak bilirkişi ve mahkemece zamanaşımı def'ileri dikkate alınmamıştır.Somut olayda, dava dilekçesinde çalışma saatlerine ilişkin yapılan açıklamalar ve dosya kapsamına göre, davacının haftada altı gün 08:30 – 19:30 saatleri arasında çalıştığı anlaşılmaktadır. Fazla mesai alacağının bu verilere göre hesaplanması gerekirken bilirkişi tarafından talep aşılarak hesaplama yapılması isabetli görülmemiştir. Ayrıca, davalı vekilince dava ve ıslah dilekçesine karşı süresinde zamanaşımı def'inde bulunulmasına rağmen, zamanaşımı def'ilerinin dikkate alınmaması da isabetli görülmemiştir. Mahkemece, yukarıda belirtilen hususlar dikkate alınarak fazla mesai ve genel tatil alacağı yeniden belirlenmeli ve yine uygun bir indirim yapıldıktan sonra ortaya çıkan miktarlar hüküm altına alınmalıdır.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının isteği halinde ilgilisine iadesine, 03.12.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.