MAHKEMESİ :İş MahkemesiDAVA : Davacı, fazla mesai, kıdem tazminatı, yıllık izin, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı isteminin özeti: Davacı vekili, müvekkilinin davalı işyerinde 02.02.2012-01.05.2013 tarihleri arası çalıştığını, iş sözleşmesini fazla mesai ücretinin ödenmemesi üzerine haklı nedenle feshettiğini beyanla kıdem tazminatı, yıllık ücretli izin, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ve fazla mesai alacaklarını istemiştir.Davalı cevabının özeti: Davalı vekili, davacının iş sözleşmesini haklı sebep olmaksızın feshettiğini, tüm hak ve alacaklarının ödendiğini ve davacının işverenini ibra ettiğini beyanla davanın reddini savunmuştur.Mahkeme kararının özeti:Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Temyiz: Karar süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Gerekçe: ...-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.2-Davacının kıdem tazminatına ve yıllık ücretli izin ücretine esas alınan hizmet süresi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 74. maddesinde; kadın işçilerin doğumdan önce sekiz ve doğumdan sonra sekiz hafta olmak üzere toplam onaltı haftalık süre için çalıştırılmamaları esası düzenlenmiştir. Yine Kanun'un 55. maddesinde yıllık izin bakımından çalışılmış gibi sayılan haller düzenlenmiş ve maddenin “b” bendinde kadın işçilerin 74. madde gereğince doğumdan önce ve sonra çalıştırılmadıkları günlerin çalışılmış sayılacağı belirtilmiştir.Somut olayda davacının 2013 yılı Ocak, Şubat, Mart ve Nisan ayı ücret bordrolarında raporlu olduğunun belirtildiği ve bilirkişi tarafından raporlu geçirilen sürelerin hizmet süresine esas alınmadığı ancak söz konusu dönemde davacının doğum yaptığı ve bu nedenle çalışamadığı anlaşılmaktadır.İşçinin işyerinde çalıştığı sırada almış olduğu istirahat raporlarının kıdem süresine eklenmesi hususundaki kararlılık kazanmış Yargıtay uygulaması ile kanun koyucunun doğum nedeniyle kadın işçiler için getirdiği toplam onaltı haftalık çalışmama esası birlikte değerlendirildiğinde davacının 2013 yılında raporlu olduğu dönem, kıdem tazminatı ve yıllık ücretli izin alacaklarına esas alınacak hizmet süresi bakımından çalışılmış gibi sayılmalıdır. Hal böyle olunca davacının davalı işyerinde 02.02.2012-01.05.2013 tarihleri arasında kesintisiz olarak çalıştığı kabulü gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.3-Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.Somut olayda davacının fazla mesai talebinin hükme esas alınan bilirkişi raporunda imzasız ve fazla mesai tahakkuku bulunan ücret bordrolarına atfen reddedilmesi hatalı olmuştur. Dosya kapsamı ve tanık beyanlarına göre davacının fazla mesai yaptığı anlaşılmaktadır. Mahkemece öncelikle tanık beyanlarına göre fazla mesai ücreti hesaplanmalı ve hesaplanan fazla mesaiden davacının ücret bordrolarında yazılı ve banka aracılığı ile ödendiği anlaşılan miktarlar mahsup edilerek sonucuna göre davacının ödenmeyen fazla mesai alacağı bulunduğu takdirde işçinin haklı feshi ispatladığı kabul edilerek karar verilmelidir. Yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 15.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.