MAHKEMESİ : ÇORLU 1. İŞ MAHKEMESİTARİHİ : 16/10/2012NUMARASI : 2011/521-2012/875DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, yıllık izin, asgari geçim indirimi, ikramiye ve ücret alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar vermiştir.Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:Davacı İsteminin Özeti:Davacı, evlilik sebebi ile iş sözleşmesini feshettiğini ileri sürerek, kıdem tazminatı ile ücret, izin, vergi iadesi ve ikramiye alacaklarını istemiştir.Davalı Cevabının Özeti:Davalı, davacının iş sözleşmesini haksız olarak feshettiğini, ikramiye alacağının da bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Temyiz:Kararı davalı temyiz etmiştir. Gerekçe:1.Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2. Davacının ikramiye alacağı bulunup bulunmadığı hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. Dosya içeriğine göre davacı işyerinde yılda dört kez yarım maaş tutarında ikramiye ödendiğini, 2007 yılından itibaren ikramiyelerin ödenmediği iddiası ile ikramiye alacağı isteğinde bulunmuştur. Davalı işveren işyerinde ikramiye uygulamasının olmadığını savunmuştur. Taraflar arasında, işverene ikramiye borcu yükleyen toplu iş sözleşmesi ve yazılı iş sözleşmesi bulunmamaktadır. Mahkemece şahit beyanlarına ve davalı işverene karşı açılan 2008/735 esas ve 2009/451 karar sayılı dava dosyasında ikramiye isteğinin kabulüne dair kararın Yargıtay 9. Hukuk Dairesi tarafından onandığı gerekçesiyle işyerinde ikramiye uygulaması olduğu sonucuna varılarak ikramiye alacağına hükmolunmuş ise de davacı şahidi işyerinde yılda dört kez yarım aylık ücret tutarında ikramiye ödendiğini, 2007 yılından itibaren ikramiyelerin ödenemediğini beyan etmiştir. Davalı şahitleri ise şirkette ikramiye uygulamasının olmadığını bildirmişlerdir. İşyerinde 2007 yılından sonra ikramiye ödemesi yapılmadığı sabit olup, 2007 yılına kadar olan dönemde kaç yıl boyunca ikramiye ödemesi yapıldığı, daha açık bir ifade ile iş şartı haline gelmiş bir ikramiye uygulaması bulunup bulunmadığı dosya kapsamı ile denetlenememektedir. Mahkemece, bu hususta araştırma yapılarak ikramiyenin 2007 yılından önce işçi lehine iş şartı haline gelmiş bir uygulama olup olmadığı tespit edilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Eksik inceleme ile sonuca gidilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. 3. Kıdem tazminatı hesabında dikkate alınması gereken ücret noktasında taraflar arasında uyuşmazlık sözkonusudur. Kıdem tazminatı hesabında esas alınacak ücret son ücret, başka bir anlatımla, iş sözleşmesinin feshedildiği anda geçerli olan ücrettir.Kıdem tazminatına esas alınacak olan ücretin tespitinde 4857 sayılı İş Kanununun 32. maddesinde sözü edilen asıl ücrete ek olarak işçiye sağlanan para veya para ile ölçülebilen menfaatler gözönünde tutulur. Buna göre ikramiye, devamlılık arz eden prim, yakacak yardımı, giyecek yardımı, kira, aydınlatma, servis yardımı, yemek yardımı ve benzeri ödemeler kıdem tazminatı hesabında dikkate alınır. İşçiye sağlanan özel sağlık sigortası yardımı ya da hayat sigortası prim ödemeleri de para ile ölçülebilen menfaatler kavramına dahil olup tazminata esas ücrete eklenmelidir. Satış rakamları ya da başkaca verilere göre hesaplanan prim değişkenlik gösterse de, kıdem tazminatı hesabında genişletilmiş ücret kavramı içinde değerlendirilmelidir. Somut olayda davacının giydirilmiş brüt ücreti belirlenirken aylık 170,00 TL yemek ve 115,00 TL yol yardımı aldığı kabul edilmiştir. Davalı taraf bu miktarların fahiş olduğunu beyan ettiğine göre mahkemece ilgili meslek kuruluşları ve meslek odalarından fesih tarihi itibari ile yol ve yemek yardımı miktarının ne kadar olabileceği belirlenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir. 2 nolu bozma sebebine göre de ikramiye alacağı bulunmadığının tespiti halinde ikramiye giydirilmiş ücrete eklenmemelidir. 4.Davalı vekili tarafından ıslah dilekçesine karşı süresinde zamanaşımı def'inde bulunulmasına rağmen, mahkemece ıslaha karşı zamanaşımı def'i dikkate alınmadan hüküm kurulması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir. Sonuç:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 02.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.